Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar'ın dikkat çeken yazısı, siyasi kulislerde yankı uyandırdı. Akar, MHP lideri Devlet Bahçeli ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ani sağlık sorunları sonrası akıllara gelen soru işaretlerini değerlendirdi. "Açılımcılar" olarak bilinen bu iki ismin yaşadığı rahatsızlıklar, komplo teorilerini ve şüpheleri beraberinde getirdi.
"Paranoyak Zihnim" Devrede mi?
Akar, yazısında "Paranoyak zihnim yeniden çalışmaya başladı," diyerek, suikast konularına olan merakının bu düşünceleri tetiklediğini ifade ediyor. Kendi deyimiyle "Şüphe perileri" etrafında dolaşan Akar, kesin bir iddiada bulunmaktan kaçınarak, sadece kafasında oluşan sorulara cevap aradığını belirtiyor. Ancak, bu soruların ardında yatan endişe, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiği gerçeğiyle daha da belirginleşiyor.
Akar'ın dikkat çektiği noktalar şöyle:
- Devlet Bahçeli'nin uzun süren sağlık sorunları ve toplum önüne çıkmakta zorlanması
- Sırrı Süreyya Önder'in ani kalp rahatsızlığı geçirmesi ve yoğun bakıma alınması
- Bu iki ismin de "Açılım" sürecinde önemli roller üstlenmesi
Suikast İhtimali Ne Kadar Gerçekçi?
Akar, bu tür olayların doğasında var olan soruların, suikast ihtimalini de akla getirdiğini belirtiyor. Özellikle devlet içi klikler, uluslararası odaklar veya Kandil-DEM-İmralı arasındaki gruplaşmaların bu süreci baltalamak veya farklı yönlere çekmek için girişimlerde bulunabileceği ihtimalini değerlendiriyor. Ancak, bu ihtimalin gerçek olup olmadığını bilmenin mümkün olmadığını vurguluyor.
Akar'ın bu konudaki görüşleri şöyle:
Böylesi önemli bir konuda gerek devlet içi klikler, uluslararası odaklar, gerekse de Kandil - DEM – İmralı arasındaki gruplaşmalar bazı girişimleri tetikleyebilir mi? Süreci baltalamak veya başka yönlere çekmek isteyen güçler bu isimleri hedefleyebilir mi? Bunun en azından potansiyel olarak mümkün olduğunu söyleyebiliriz.
Sağlık Sorunları Suikast İçin Fırsat mı?
Akar, eleştirilere de değinerek, Devlet Bahçeli'nin yaşlılığı ve Sırrı Süreyya Önder'in daha önce yaşadığı pıhtı sorununu hatırlatıyor. Ancak, bu durumların suikastçı odaklar için bir fırsat yaratabileceğine dikkat çekiyor. Sağlık sorunları olan kişilere yönelik müdahalelerin daha kolay ve şüphe çekmeden yapılabileceğini ifade ediyor.
Akar'ın bu konudaki endişeleri şöyle:
Sağlıklı bir insandansa zaten sağlık sorunları yaşayan birine, hastalığın özelliğine göre bazı yüklemeler yapmak ve sonuç almak daha kolaydır. Üstelik zaten hasta olduğu için ölse bile fazla şüphe çekmeyecektir.
Türkiye'nin kritik bir dönemeçte olduğunu vurgulayan Akar, açılım sürecini destekleyen veya karşı çıkan herkesin risk altında olabileceğini belirtiyor. Bu tür konularda soru sormanın ve şüphe duymanın, görmezden gelmekten daha önemli olduğunu savunuyor.
Atilla Akar'ın bu yazısı, siyasi arenada yankı uyandırırken, Devlet Bahçeli ve Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumları hakkındaki spekülasyonları da beraberinde getirdi. Türkiye'nin hassas bir süreçten geçtiği bu dönemde, siyasi aktörlerin güvenliği ve istikrarın korunması büyük önem taşıyor.