Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, uzun süredir tutuklu bulunduğu 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla ilk kez hakim karşısına çıktı. Silivri Cezaevi'nde görülen duruşmada Özer, suçlamaları reddederek dikkat çekici bir savunma yaptı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de takip ettiği duruşmada Özer, "Ben bir bilim insanıyım, böyle bir insan terör örgütüne iradesini teslim eder mi?" diyerek masumiyetini savundu.

Ahmet Özer'in Savunması: Bilim İnsanı Terörist Olabilir mi?

30 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Ahmet Özer, hakkındaki suçlamalara karşı detaylı bir savunma yaptı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, Özer'in 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanması isteniyor. Duruşma, CHP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Fırat Aras'ın aktardığına göre, alkışlarla başladı. İşte Özer'in savunmasından öne çıkanlar:

• "Ben bir bilim insanıyım. Etnik gruplar üzerine çok sayıda araştırma yaptım."
• "Ben yıllarını barışa ve bilime adamış bir insanım, 41 kitap yazdım, yüzlerce makale yayınladım."
• "Böyle bir insan terör örgütüne iradesini teslim eder mi?"
• "Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir sözünün mimarı benim."
• "Ben İmamoğlu'nun çalışma arkadaşı olduğum için buradayım."

Özer, savunmasında ayrıca, Esenyurt'u ele geçirmek isteyenlerin kendisine kayyım atayarak bunu başardığını, Van'dan gelmiş bir Kürt olarak ülkenin en büyük ilçesini yönetmesinin bazı çevreleri rahatsız ettiğini iddia etti. İddianamede yer alan Kürtler arasındaki ayrımcılığa da değinen Özer, batıdaki Kürtlerin CHP'de temsiliyetine izin verildiği için kriminalize edilmeye çalışıldığını savundu.

Avukatlar Hukuka Aykırılıkları Vurguladı

Ahmet Özer'in avukatları, duruşmada arama kararlarının hukuka aykırı olduğunu, delillerin usulsüz toplandığını ve müvekkillerinin lekelenmeme hakkının ihlal edildiğini savundu. Avukat Hasan Sınar, soruşturmaya konu olan örgütün fiilen ortadan kalktığını, arama kararlarının gerekçesiz olduğunu ve gece vakti yapılan aramanın kanuna aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca, dijital materyallere el konulmasının da usule aykırı olduğunu vurguladı.

Avukat Hüseyin Ersöz ise, HTS kayıtlarına göre 13 yıl boyunca hakkında terör işlemi yapılmış 694 kişi ile irtibat kurduğu iddiasının hukuki bir dayanağı olmadığını, bu görüşmelerin çoğunun kısa süreli olduğunu ve siyasetçi kimliği gereği farklı kesimlerden insanlarla görüşmesinin doğal olduğunu ifade etti. Pervin Buldan ile yapılan görüşmelerin de dosyaya delil olarak sunulmasının garabet olduğunu savundu.

Duruşma sırasında, Avukat Hasan Sınar'ın savunması salondaki izleyiciler tarafından alkışlarla karşılanınca, mahkeme hakimi izleyicileri uyardı ve benzeri bir durumun tekrar etmesi halinde salonu boşaltabileceğini belirtti.

Ahmet Özer'in yargılandığı dava, Türkiye'deki siyasi atmosferi ve Kürtlere yönelik bakış açısını bir kez daha gündeme getirdi. Özer'in savunması ve avukatlarının itirazları, davanın seyrini değiştirebilecek nitelikte. Mahkemenin vereceği karar, hem Özer'in geleceğini hem de Türkiye'deki hukuk sisteminin işleyişini etkileyecek önemli bir dönüm noktası olabilir.