Türkiye'de ekonomik zorluklar her geçen gün artarken, TÜRK-İŞ'in açıkladığı son veriler durumun vahametini gözler önüne serdi. Mayıs ayında açlık sınırı 25 bin 92 TL'ye yükselirken, yoksulluk sınırı ise 81 bin 734 TL'ye ulaştı. Bu rakamlar, özellikle dar gelirli vatandaşlar için geçim sıkıntısının ne denli derinleştiğini açıkça gösteriyor.

Açlık ve Yoksulluk Sınırındaki Artışın Nedenleri

Açlık ve yoksulluk sınırındaki bu hızlı yükselişin temelinde yatan faktörler arasında enflasyonun yüksek seyretmesi, gıda fiyatlarındaki artışlar ve Türk lirasının değer kaybı yer alıyor. Özellikle son dönemde yaşanan kur artışları, ithal ürünlerin fiyatlarını doğrudan etkileyerek mutfaklardaki yangını körüklüyor.

TÜRK-İŞ'in raporuna göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 25 bin 92 TL'ye yükseldi. Gıda harcamasının yanı sıra giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlar için yapılması gereken aylık harcamaların toplamı (yoksulluk sınırı) ise 81 bin 733 TL'ye ulaştı.

Asgari Ücret Yetersiz Kalıyor

Mevcut asgari ücretin, bırakın yoksulluk sınırını karşılamayı, açlık sınırının bile altında kalması, çalışanların ve ailelerinin geçim sıkıntısını daha da artırıyor. TÜRK-İŞ'in araştırmasına göre, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 32 bin 463 TL'ye ulaşarak asgari ücreti 10 bin TL'den fazla aştı. Bu durum, asgari ücretin günümüz koşullarında yetersiz kaldığını ve acil bir şekilde iyileştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Raporda ayrıca, tek asgari ücretle bir ailenin temel gıda harcamalarını dahi karşılamasının mümkün olmadığı vurgulanırken, mevcut asgari ücretin vatandaşların aileleriyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelir olmaktan uzak olduğu belirtildi.

Mutfak Enflasyonu Yükselişte

Açıklanan verilere göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 4,40 oranında gerçekleşti. Mutfak enflasyonunda son 12 aylık değişim ise yüzde 32,28 olarak kaydedildi. Yıllık ortalama artışın yüzde 47,62 olması, gıda fiyatlarındaki artışın ne denli yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.

Ekonomistler, enflasyonla mücadelede kalıcı çözümler üretilmediği sürece, açlık ve yoksulluk sınırının daha da yükselmeye devam edeceğini belirtiyorlar. Bu durumun önüne geçmek için hükümetin bir an önce etkili ekonomik tedbirler alması ve dar gelirli vatandaşların alım gücünü artıracak politikalar uygulaması gerekiyor.

Vatandaş Ne Yapmalı?

• Bütçe planlaması yaparak gereksiz harcamalardan kaçınmak.
• Toptan alışveriş yaparak veya indirimleri takip ederek gıda maliyetlerini düşürmek.
• Yerel üreticilerden alışveriş yaparak hem daha uygun fiyatlı ürünlere ulaşmak hem de yerel ekonomiyi desteklemek.
• Enerji tasarrufu yaparak faturaları azaltmak.
• Ek gelir kaynakları oluşturmak için farklı iş imkanlarını değerlendirmek.

Sonuç olarak, açlık ve yoksulluk sınırındaki bu artış, Türkiye'deki ekonomik sorunların derinliğini gösteriyor. Hükümetin ve ilgili kurumların bu soruna çözüm bulmak için acil adımlar atması, vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek adına büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, ekonomik zorluklar daha da artarak sosyal sorunlara yol açabilir.