İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Akşener, fenomen dizi ‘Gibi’nin repliğiyle …
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Akşener, fenomen dizi ‘Gibi’nin repliğiyle Erdoğan’a seslendi: “İşlediğin tüm günahlara rağmen, bu milletin seni, bir kez daha, yılgın bir hoşgörüyle benimseyeceğini sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Bu büyük millet, artık her şeyin farkında. AKP iktidarı, artık yok. Bu artık bir zaman meselesi.Göstermelik tedbirlerinizle, bu milleti, daha fazla oyalayamazsınız”
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
EYT KONUSU
Kanunun gerektirdiği prim ödeme gün sayısını doldurduğu halde yaklaşık 3 milyon insanımız yaş nedeniyle emekli olamıyor. Yaklaşık 1.8 milyon insanımız da maalesef önümüzdeki dönemde yaşa takılacak. Ortada böyle büyük bir mağduriyet olmasına rağmen iktidar bu insanlarımıza ‘Emekli olamazsın, gençsin’ diyor. Özel sektör ise ‘Yaşlısın çalışamazsın’ diyor. İnsanlarımıza ‘Sen emekli olamazsın’ demek haksızlıktır. Biz İYİ Parti olarak, EYT’li kardeşlerimizin yanındayız. Kimse merak etmesin İYİ Parti iktidarında bu mağduriyeti gidereceğiz. Devletin bu konuda katlanacağı maliyeti hesapladık. Yapacağımız EYT düzenlemesi bir sosyal yardım değil, haktır. Ayrıca herhangi bir başvuru dönemi öngörmüyoruz yani EYT’liler istedikleri zaman müracaat edip düzenlemeden faydalanabilecek. Önümüzdeki dönemde prim sayısını doldurarak EYT’li olacak 1.8 milyon insanımız da bu düzenlemeden yararlanabilecek. Ayrıca bu düzenlemeden yararlanacak kardeşlerimiz istedikleri zaman iş hayatına dönecek.
FENOMEN DİZİ GİBİ’NİN REPLİĞİYLE SESLENDİ
Bu millete, sabırdan, fedakarlıktan ve külfeti sırtlamaktan bahsedecek en son kişisin. Akıl dışı, plansız ve beceriksiz yönetim anlayışınla, ülkemizin kaynaklarını, har vurup harman savurdun. Milletimizin cebinden aldığını, yandaşının cebine koydun. Şimdi de çıkmış; Ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışıyorsun. Çok beklersin! Şayet, işlediğin tüm günahlara rağmen, bu milletin seni, bir kez daha, yılgın bir hoşgörüyle benimseyeceğini sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Bu büyük millet, artık her şeyin farkında. Ak Parti iktidarı, artık yok. Bu artık bir zaman meselesi.Göstermelik tedbirlerinizle, bu milleti, daha fazla oyalayamazsınız. Kepçeyle aldıklarınızı, kaşıkla vererek, bu milleti, daha fazla kandıramazsınız. Hamasi masallar anlatarak, ilk sandıkla gelecek o kaçınılmaz sondan, daha fazla kaçamazsınız. Bunu böyle bilesin.
“PANİK BÜYÜK”
Eskiden, Sayın Erdoğan’ın söyledikleri birbiriyle, aylık ya da yıllık bazda çelişirdi. Ama gelinen noktada artık bu arkadaşımız, haftalık bazda bile, kendisiyle çelişir oldu. Artık her hafta, bir önceki hafta söylediğini unutup, farklı bir şey söylüyor. Sandık sıkıştırmaya başlamış, panik büyük…
Mesela geçen hafta; Zamların yüksekliğiyle ilgili, muhalefetin yaygara yaptığını, her şeyin olağanüstü iyi olduğunu söylerken; Bu hafta çıkıp; “Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettik. Külfeti de, hep birlikte sırtlayacağız.” dedi.
Ayrıca; “Ülkenin kazancından hep beraber istifade ettik” diyorsun da; Sen, yandaşlarının gönlü olsun diye; Milletimizin vergilerini çarçur ederken; Bu ülkede anneler, çocuklarına mama alamaz hale geldiler.
TARKAN ÇIKIŞI
Akşener ‘panik büyük’ deyip Milletimize sırtını dönen, Cumhuriyetimizin tüm birikimlerini de yok saymayı seçen, Ak Parti iktidarının, son dönemdeki fobisi de, sanat oldu… Bu durum artık bir saplantı haline geldi. “Sanatkâr el öpmez; sanatkârın eli öpülür.” diyen, o büyük vizyondan, Sanatçılarımızı, her fırsatta yargılayan, hedef gösteren ve tehdit eden, bir vizyonsuzluğuna geçiş yaptık. Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, Tarkan bir şarkı çıkardı. Yaşadığımız bu kötü günlerin, geride kalacağını söyleyen, umutvar bir şarkı… Ama nedense bu şarkı, bazılarına çok ağır geldi. Bu öyle garip bir zihniyet ki; “Bu kötü günler geride kalacak” diye, şarkı söylenmesine bile tahammülleri yok. Şarkıda küfür yok. Hakaret yok. Umut var. Ama bu arkadaşların, o umuda bile alerjileri var.Kimlere alerjileri yok biliyor musunuz?
Mesela, Kendilerini eleştirmek yerine, “kuzu kuzu” oturanlara alerjileri yok. Mesela; Havuz medyasındaki “dilli düdüklere” alerjileri yok. Mesela; İhaleleri “Hüp diye” götüren, “a-acayip” müteahhitlere alerjileri yok.Aslında, Tarkan “Geççek” diye şarkı yapınca, arıza çıkarmaları çok normal. Çünkü hiç geçmesin, hiç bitmesin istiyorlar. Mesela; Türk lirasını pula çevirelim. Enflasyonda dünya rekoru kıralım. Ama sürdüğümüz sefa, hiç bitmesin istiyorlar.Mesela; Her yıl daha fazla vergi toplayalım. Milletin, adeta ümüğünü sıkalım. Topladıklarımızı da, yandaşa dağıtalım. Ama bu eğri düzen, hiç bitmesin istiyorlar.Mesela; Ne kadar beceriksiz, kifayetsiz varsa; 5 maaş, 10 maaş bağlayalım. Yeğeni, gelini, kayınçoyu, yönetim kurullarına atayıp, zengin edelim. Ve bu utanmazlık hiç bitmesin istiyorlar.Buradan iktidara seslenmek istiyorum; Türkiye’de herkes, sanatını icra etmekte özgürdür.
Kimi neşeli müzik yapar, kimi protest müzik yapar. Kimi över, kimi eleştirir. Size düşen, aynı rahmetli Özal gibi, aynı rahmetli Demirel gibi, onlara saygı göstermektir. Bu kadar basit.
Bu ülkenin sanatçısıyla, bu milletin dinlediği müzikle uğraşacağınıza, oturun kendi işinizi yapın. Bu ülkenin sorunlarını, milletin dertlerini çözmenin peşinde koşun. En azından giderayak, bu millete bir faydanız dokunsun. Çünkü, er ya da geç, o sandık “gelcek”. Ağlasanız da, sızlansanız da, milletin başına bela ettiğiniz bu ucube sistem, geldiği gibi “gitçek”. Siz isteseniz de, istemeseniz de, bu çile “bitçek”. İYİ Parti yetkiyi aldığında, milletimize reva gördüğünüz bu kabus, elbette “geççek”.
UKRAYNA-RUSYA GERİLİMİ
Ukrayna’da bir kriz yaşanıyor. Ama Sayın Erdoğan ve ekibinin, uluslararası ilişkilerin, “caydırıcılık politikası” gibi, en temel prensiplerinden uzak, birbirlerini boşa düşüren, açıklama ve davranışları, hem NATO, hem de Rusya nezdinde, Türkiye’yi kırılgan bir duruma düşürdü. 2008 yılında, Osetya ve Abhazya’nın, Gürcistan’dan koparılması, 2014 senesinde, Kırım’ın ilhak edilmesi, ve şimdi de, Donbas ve Luhansk’ın, Ukrayna’dan koparılmak istenmesi; Rusya’nın, coğrafi olarak genişleme stratejisinin, bir sonucudur. Bunun da ülkemize, kaçınılmaz olarak, yansımaları olacaktır.
Biz İYİ Parti olarak, her şeyden önce; Devletlerin toprak bütünlüğüne, ve tam egemenliğine, saygı duyulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir ülkenin egemenlik sahasının, başka bir egemen devlet tarafından, ihlal edilmesine karşıyız. Bu çerçevede; Saldırıya uğrayan devletin, Uluslararası hukuktan, ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın, 51’inci maddesinden doğan, meşru müdafaa hakkını da tanıyoruz. Bu bağlamda, Rusya öncelikle; İşgal ve ilhak ettiği Kırım’dan çekilmelidir. Ak Parti, Uygur Türkü kardeşlerimiz için takındığı pısırık tavrı, Kırım Türkü kardeşlerimiz için de, takınıyor olsa da; Biz, İYİ Parti olarak, Rusya’nın, Kırım Türklerine yönelik baskısına, son vermesini, soydaşlarımızın insani ve kültürel haklarına yönelik ihlallerin, ivedilikle durdurulmasını talep ediyoruz. Ayrıca; Ukrayna gibi ,egemen bir ülkenin sınırına asker yığarak, ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik, tehdit oluşturulması, günümüzde, kabul edilebilecek bir tutum değildir. Rusya’yı, bir an önce, bu askeri tahkimatına son vermeye, ve askerlerini geri çekmeye çağırıyoruz.
Bu gerilimli ortama rağmen; İktidarın, Türkiye’nin Ukrayna’ya SİHA satışına devam etmesi yönündeki kararını, olumlu buluyoruz. Ukrayna, Türkiye için savunma sanayisinin gelişiminde, kritik rol oynayabilecek bir ülkedir. Bu alandaki iş birliğinin, geliştirilmesini ve derinleştirilmesini destekliyoruz.Biliyoruz ki, Rusya’nın, NATO’nun genişlemesi ile de, bağlantılı olarak, kendi güvenliğine dair, kaygıları var. Ancak bu kaygıların giderilmesi, bir savaş tehdidi üzerinden olamaz.
Bu bağlamda da; Bir yandan Rusya’yı, diğer yandan da, NATO müttefiklerimizi, bir an önce, yapıcı bir gündem üzerinde çalışmaya davet ediyoruz.
AYRINTILAR GELİYOR…