Döviz kurlarının şimdilik düşürülmesinin ardından yeni bir aşamaya geçilmiş durumda: Marketler fiyatları indirmeli…
Bu kapsamda market işletmecilerine, sahiplerine yönelik çok ciddi “telkinler” yapılıyor. Market sahipleri ciddi bir iç müzakere ve muhasebeye girişmiş durumda. Karar vermenin arifesindeler… Bu ortamda bazı market işletmecileri ve yöneticileriyle bir araya geldik, sohbet ettik…
Konuya baştan başlamak gerekiyor. Türkiye’de market piyasasının yarıya yakınını kamuoyunda “üç harfliler” olarak bilinen, sahipleri AKP’nin sosyal çevresinde bulunan kişilerden oluşan, teknik adı ile “indirim marketleri” kontrol ediyor. Bu üç zincir marketlerin tüm ülkedeki şube sayısı 33 bin civarında. Piyasanın çeyreğine yurt dışı bağlantıları da olan zincir marketler hakim. Bölgesel zincir marketler de bu anlamda bulundukları yerlerde önemli paya sahip. Geri kalanı ise klasik bakkal, kuruyemişçi, manav, büfe, kasap gibi işletmelerden oluşuyor.
TÜKETİCİ ALIŞKANLIKLARI
Marketlerdeki önemli bir konu tüketici alışkanlıkları. Bu anlamda muhafazakâr ve AKP iktidarına oy veren büyük kitlenin, piyasanın yarısına yakınını kontrol eden, alkol satmamalarıyla ön plana çıkan markalara yöneldikleri araştırmalarda da ortaya çıkıyor. Yabancı ortakları da bulunan diğer market zincirlerinin ise en büyük anlamda iktidarın seçmen kitlesiyle bağlantısı alt düzeylerde. Bu nedenle AKP’nin “indirim yapın” şeklindeki ısrarlı uyarıları yine kendisine yakın işletmeleri ve kendi seçmenini yakından ilgilendiriyor. Oy kitlesini koruyabilmek için yine kendisine yakın işletmelerin hissedilir indirim yapması kaçınılmaz…
İNDİRİM OLUR MU?
Döviz kurlarının aşağı yönelmesinin ardından marketlerin indirim yapıp yapmayacakları tartışılıyor. Erdoğan, her konuşmasında mutlaka bu konuda ısrarını sürdürüyor. Konuştuğumuz işletmeciler “Bu kadar ısrarın ardından bir indiriminin olacağını” dile getiriyor. Ayrıca marketçiler, bir indirimin kendileri için de iyi olacağını düşünüyor. Ancak indirimin bütün ürünleri kapsamayacağı da bir gerçek. Çünkü Türkiye’den bağımsız artan fiyatlar var ki, AKP’nin de şimdiye kadar özendirdiği dış alım politikaları bu kalemlerde indirimi olanaksızlaştırıyor. Örneğin, kağıt ürünleri, çocuk bezleri, sıvı yağ… Bu kalemlerde indirim olanaklı görülmüyor. Tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, ayçiçek yağı gibi ürünlerde bir indirimin olmayacağı tersine mevcut durumun korunmasının bile zor olduğu dile getiriliyor. Bu arada anımsatalım 32’li tuvalet kâğıtların en son 129 TL’ye satıldığı çokça yazıldı.
STOKÇULUK YAPILIYOR MU?
İktidarın son dönemde en çok gündeme getirdiği “stokçuluk” suçlamalarını da sorduk. Mantık şöyle işliyor. Marketler kriz olsa da olmasa da 2 aylık satışına eşit miktarda ürün depoluyor. Bu her zaman böyle, buna stokçuluk demek zor, her dönem bunu yapıyorlar. Kısa sürelerle alım yapılması söz konusu değil, bu, farklı kalemlerde artışa neden oluyor. Önemli olan fiyat istikrarı…
Marketçiler, yurttaşların kriz nedeniyle market alışverişine yatırım gözüyle bakmaya başladığını, maaşını alanın markete koştuğunu, evlerde mini depoların oluştuğunu düşünüyor.
Ayrıca dikkate aldıkları başka konular da var. Örneğin, piyasada doların 8-9 TL arasına düşeceği yönünde güçlü bir söylenti var. Kurların yükseldiği günlerde Türkiye’deki ve dışarıdan ülkemize satış yapan firmaların kendilerini 1 ABD Doları= 22 TL düzeyine ayarladıkları söyleniyor. İndirim konusunu ise şöyle özetleyebiliriz: Marketler indirim yaparsa ürünlerin yüzde 15-25’inden zarar edebilirler. Ancak buna karşın indirim yapılacağı yaygın düşünce…
DÖVİZ YÜKSELİRKEN NE OLDU?
Sohbetimiz sırasında dövizin nereye kadar çıkacağının belli olmadığı günlerde marketlerde neler yaşandığını da merak ettik ve sorduk. İnsanlar “artan gün döviz karşısında alım gücü eriyen maaşlarını en kolay yoldan garantiye alma” psikolojisiyle hareket etmişler. Bazı marketlerde günlük alışveriş miktarı yüzde 30 düzeyinde artmış. Bu hareketlilik Erdoğan’ın açıklamasıyla geçen salı gününden sonra normale dönmüş. Peki marketler nasıl etkilendi bu süreçten? Öncelikle şunu belirtelim, market yöneticileri döviz ve fiyatlardan gözünü alamamış. Fiyatların kontrolsüz noktaya gelmesiyle bazı alımlarda zarar etmişler. Şimdi bu zararları nasıl gidereceklerini düşünüyorlar. Bir market yöneticisi, “Eksilen ürünün yerine yenisini koymak gerekiyor. 2 milyonluk ayçiçek yağını birim fiyatı 495 TL’den aldık, biz aldıktan sonra 420 TL’ye düştü, zararımız ortada” diye özetliyor durumu.
İzmit'de Erkeklerin Aradığı Kadınlar Son Dakika Genel olarak erkeklerin diğer deyişle, Hepimizin hayatı kendine göre…
Galatasaray'ın deplasmanda Barcelona'yla 0-0 berabere kaldığı maçta ilginç bir istatistik ortaya çıktı.Kalesini gole kapatan Galatasaray,…
UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda deplasmanda Barcelona ile karşılaşan Galatasaray, müsabakayı 0-0 berabere tamamlayarak…
Türkiye Varlık Fonu ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında Türk Telekom'un toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil…
UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı CNN International canlı yayınında Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuk…
Gezinme deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz.