Sayıştay’ın Vakıfbank’la ilgili raporunda, bankanın kredi verip tahsil edemediği miktarın büyüklüğü dikkat çekti. Eski AKP’li vekillerin …
Sayıştay’ın Vakıfbank’la ilgili raporunda, bankanın kredi verip tahsil edemediği miktarın büyüklüğü dikkat çekti. Eski AKP’li vekillerin yönettiği bankanın durumunu CHP’li Sümer, “Vakıfbank’ı 11 milyar 741 milyon lira hortumlamışlar” dedi
Türkiye’nin en büyük bankalarından olan Vakıfbank’la ilgili Sayıştay’ın 2020 denetim raporu Meclis’e gönderildi.
Gerçek Gündem’den Sami Menteş’in haberine göre, Sayıştay raporunda, bankanın verdiği ancak geri alamadığı kredilerin boyutu dikkat çekti.
KREDİLER DENETLENMEDİ
Sayıştay denetçileri, 2020 yılında içinde bir kampanya dahilinde işletmelere kullandırılan kredilerin koşullarının takip edilecek altyapının kurulmadığını belirtti.
Raporda, konuyla ilgili “Uygun oranlarda verilen kampanya kredileri incelendiğinde; istihdam sayısının kontrolü, makinelerin yerliliğinin teyit edilmesi, kredilerin döviz alımında ve başka bankalardaki kredilerin ödemelerinde kullanılmaması gibi özel şartların bulunduğu ancak bunların kontrolüne yönelik altyapının kurulmadığı görülmüştür” ifadeleri yer aldı.
ÖDENMEYEN KREDİLER
Sayıştay raporunda, ödenmeyen krediler aktarıldı. Turizm, inşaat, enerji gibi farklı sektörlerdeki firmaların kullandığı kredilerin detaylarının aktarıldığı raporda, genel olarak Vakıfbank yönetiminin kredileri geri almak için etkin bir şekilde işlemleri yürütmediği tespiti yapıldı.
İşte şube şube geri alınmayan krediler:
ONLARCA MİLYAR LİRA…
Vakıfbank’ın, yapılandırmalara rağmen herhangi bir tahsilat sağlayamadığı birçok kredi var.
Tasfiye Olunacak Alacaklar hesabına aktarılan krediler hakkında banka yasal işlem başlatarak alacak tahsil edilmeye çalışılıyor.
Sayıştay raporunda, yasal işlem başlatılan kredilerin miktarları ve sayılarıyla ilgili bilgilendirme yer aldı.
Buna göre Vakıfbank’ın alacakları şöyle:
TEMİNATSIZ KREDİ VERDİKLERİ ORTAYA ÇIKTI
Sayıştay denetçilerinin 10 milyon TL ve üzeri tutardaki takipli kredi dosyalarını incelemesiyle, banka yetkililerinin kredi başvurusu yapan şirketlerin yeteri kadar incelenmediğini teminatlarının ya bulunmadığı ya da riskine oranla düşük kaldığı ortaya çıktı.
Denetçilere göre, bankanın alacaklarını önemli bir kısmı karşılıksız kalacak:
“Kredilerin teminat durumlarına bakıldığında, maddi bir teminatı bulunmayan veya riskine oranla du¨s¸u¨k kalan çok sayıda takipli müşterinin bulunduğu, KGF Kefaleti veya gayrimenkul ipoteği, rehin vb. maddi teminatı bulunmakla birlikte bu teminatın tamamı borcunu karşılayamayan kredilerin birçoğunda yapılan takiplerde malvarlığı tespit edilemeyen veya tespit edilmekle birlikte haciz şerhi islenen taşınmazlarda bankadan önce çok sayıda takyide bulunması sebebiyle Banka alacakların önemli bir kısmının karşılıksız kalabileceği kredi dosyaları bulunduğu anlaşılmıştır.”
Sayıştay raporunda, kredi verilen şirketlerin yeteri kadar incelenmediği, yapılandırma yapılırken ödeme gücünün analiz edilmediği gibi birçok eksik de not edildi.
CHP’DEN TEPKİ: VAKIFBANK’I HORTUMLAMIŞLAR
TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, kamu bankalarının içinin boşaltıldığını belirtti.
Vakıfbank’taki ödenmeyen kredilerin on milyarlarca lira olduğunu söyleyen Sümer, şunları kaydetti:
“Sayıştay’ın 2020 Yılı Raporuna göre Vakıfbank’ı 11 milyar 741 milyon lira hortumlamışlar. İktidar görmezden geliyor. Teminatlarında sıkıntı var geri ödemelerinde problem var. Banka için büyük risk oluşturuyor. Yazıklar olsun. Yandaşa peşkeş çeke çeke kamu bankalarının içini boşalttılar…”
AKP’LİLER YÖNETİYOR
Sayıştay raporundan görüyoruz ki; banka bol keseden dağıttığı paralarının peşine yeteri kadar düşmüyor. Ülke ekonomisinde alarm çanlarının kulakları sağır ettiği bir dönemde, batık kredilerin miktarı on milyarlarca lirayla ölçülüyor.
Kamu bankası olan Vakıfbank, aktif büyüklük açısında Türkiye’nin en büyük ikinci bankası. Bankanın yönetim kurulu ise, eski AKP’lilerden oluşuyor.
Yönetim Kurulu’nda bulunan isimlerden bazıları şöyle:
AKP’nin önemli isimlerinin, kendilerinden başka kimsenin içeri girmesine izin vermedikleri kurumlarda büyük zararlar ortaya çıkıyor.
Yurttaşlar ise her geçen gün etkisin artıran hayat pahalılığı ve gittikçe küçülen alım gücüyle mücadele etmek zorunda kalıyor.