ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF), 2021 raporunda Türkiye’ye ağır eleştiriler yer aldı. Ayasofya ve …
ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF), 2021 raporunda Türkiye’ye ağır eleştiriler yer aldı. Ayasofya ve Kariye manastırı’nın camiye dönüştürülmesine değinilen raporda, Türkiye’de din özgürlüğünün azaldığı ileri sürüldü. Raporda, “Türkiye’nin uzlaşmazlığına” ve “uluslararası din özgürlüğü çağrılarına yanıt vermeyişine” de atıfta bulunularak “çok sayıda” antik kilisenin ve Hıristiyan mekânların camiye çevrilmesi “pervasız politikalar” olarak değerlendirildi.
Verilen sözlere rağmen Halki Ruhban Okulu’nun açılmaması ABD’li papaz Andrew Brunson da dahil olmak üzere Hıristiyanların “keyfi olarak” hapsedildiği, azınlık dini topluluklarının mülkiyet ve kendi işlerini yönetme hakkının reddedildiği iddiaları da raporda yer aldı. “Türk hükümetinin dini azınlıklar için düşmanca bir siyasi ortamı tetikleyecek davranışlarda, kasıtlı eylemsizliklerde ve söylemde” bulunduğu ileri sürülen raporda, nefret söylemi ve şiddet eylemlerine “hoşgörü” gösterildiği de savunularak cemevlerinin ibadethane olarak tanınmaması ile öğretimde sadece Sünni müfredata yer verilmesine dikkat çekildi.
“ERDOĞAN KULLANIYOR”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkedeki dini hoşgörü ve azınlıkların güvenliğine yönelik dini söylemler ile sembolleri “Siyasi gücünü sağlamlaştırmak için kullanmaya devam ettiği” belirtilen raporda Türkiye’de yaşayan Uygurların da 2017 yılında Türkiye ve Çin arasında imzalanan suçluların iadesi anlaşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylanarak kabul edilmesi halinde geri gönderilme endişesi taşıdığı vurgulandı.
“FIRSAT KAÇTI”
ABD Dışişleri Bakanlığı Din İşleri Komisyonu’nun raporunda Türkiye hükümetince mart ayında daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye vaadiyle ilan edilen İnsan Hakları Eylem Planı da insan hakları organizasyonları tarafından “kaçırılmış bir fırsat” olarak değerlendirildi.
Raporda, Hristiyanlara yönelik “zulüm ve Türkiye’nin zengin Hıristiyan mirasına saygısızlığı”nın uzun süredir devam ettiği iddia edilerek USCIRF’nin, Türkiye’yi İzleme listesine ilk olarak 2009 yılında “din özgürlüğü ihlallerinin doğası ve kapsamı nedeniyle yakından izlenecek ülke” olarak eklediği hatırlatıldı. “Türkiye’nin, dünya çapında din özgürlüğünün başlıca ihlalcilerinden biri olan ve bu tür ihlalleri sistematik olarak sürdüren bir ülke olduğu ve “Özel Endişe Ülkesi” (CPC) olarak belirlenmesinin önerildiği raporun sonuç bölümünde Türkiye’nin ciddi dini özgürlük ihlallerinde bulunması ya da göz yumması nedeniyle Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na, Türkiye’yi “özel izleme listesine” alması tavsiye ediliyor.