Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, boynuna sarılı iple çocukları tarafından ölü bulunan Ayşe Tayurak’ın (40) eşi Adem Tayurak, cinayet şüphelisi …
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, boynuna sarılı iple çocukları tarafından ölü bulunan Ayşe Tayurak’ın (40) eşi Adem Tayurak, cinayet şüphelisi olarak tutuklandı ve dava devam ediyor. Annesinin intihar etmediğini ve öldürüldüğünü belirten Ayşe Tayurak’ın kızı Elif Tayurak, annesinin adaletini sağlamak için sesini duyurmak istiyor. Olay günü ve öncesinde babasının birçok şüpheli davranışının olduğunu ve öncesinde de annesini öldürmekle tehdit ettiğini belirten Ayşe Tayurak’ın kızı, annesinin ölümünün önceden planlanan bir cinayet olduğunu iddia ediyor.
Elif Taryurak, yaşadıkları süreçte uğradıkları haksızlıkları ve annesine yıllardır sistematik bir şekilde şiddet uygulayan babasının maruz bıraktığı hak ihlallerini, Cumhuriyet.com.tr’den Sinem Nazlı Demir’e anlattı.
‘BU BİR CİNAYET!’
Olay nasıl gerçekleşti ve öncesinde neler yaşandı?
‘Ben Elif Tayurak, Silvan’da 8 Haziran 2021 tarihinde babamız Adem Tayurak tarafından intihar süsü verilerek 9 yaşında ve 13 yaşındaki çocuğunun gözü önünde suçsuz yere katledilen annemiz Ayşe Tayurak’ın 20 yaşındaki en büyük çocuğuyum. Yaşları 5 ile 20 yaşlarında değişen 7 kardeş kimsesiz bir şekilde ortada kaldık. Bize ve annemize yıllarca zulüm eden katil ve ailesi olayın üstünü kapatmaya çalıştılar. Annemizin katledildiği 8 Haziran günü, kız kardeşimin doğum günüydü. Ben ve annem normalde her zaman sabah namazına vaktinde kalkar namazımızı kılardık. Hiç uykuda kalmazdım. O sabah nasıl olmuşsa uyanamamıştım. Gözlerimi açtığımda kendimi ağır hissediyordum. Başım ağrıyordu. Buna bir anlam veremedim. Sabah saat 7 civarı kardeşimizin doğum gününe evimizin banyosunda annemizin cansız bedeniyle uyandık. Benim annemi öldürdüler. Bu bir cinayet. Bir intihar değil. Bunlar bir yana üstüne üstlük annemizin daha önce dört defa intihar teşebbüsünde bulunduğu yalan ve iftirasında bulunduğunu öğreniyoruz.’
‘BABAM BANA ‘SEN ARTIK BÜYÜDÜN, ÇOCUKLARA BAKABİLİRSİN EĞER ANNEN ÖLÜRSE ÇOCUKLARA SEN BAKARSIN’ DEDİ’
Olaydan önce neler yaşandı ve babanızın uyguladığı şiddet ne zaman başladı?
‘Annemizi elbirliği ile öldürdükleri için açtığımız davanın üstünün kapanmaması için sizleri haklı davamızı takip etmeye ve sesimize ses vermeye davet ediyorum. Vicdan için adalet için hak için başından sonuna kadar yaşanan tüm gerçekleri olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum. Babamın ailesinin kadınların erkeklerle eşit insanlar olduklarından haberleri yoktu. Erkekleri eşleri üzerinde kurdukları baskı ve korku ile kendilerini ispatlıyorlardı. Onlara göre kadın kocasına , kadınlara, kayınbabasına ve kaynanasına itaat etmeliydi. Bu kafa yapisina sahip olan babamın ve ailesinin anneme yaptığı zülme, çektirdiği acıya kendimi bildim bileli tanık oldum. Babamın anneme fiziksel , duygusal ve psikolojik şiddetin her türlüsünü sistematik bir şekilde uyguladığını kardeslerimle beraber hep şahit oldum. Bana ve kardeşlerime de şiddet uyguluyordu. Defalarca ütüyle, kumanda ile ve eline geçirdiği her şeyle anneme saldırıp kafasını kırdığını , yüzünü tanınmaz hale getirdiğini görüp annemin sessiz çığlığı oldum. Her seferinde annemin saçlarını yoluyordu , bir daha saçlarını yolamasın diye ben kestim annemin saçlarını. Annem de Silvan Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak öldürme tehditlerine karşılık beni ve çocuklarımı koruyun dedi. Ona 3 aylık evden uzaklaştırma kararı verildi. Olaydan 3 gün önce babam beni çağırıp benimle konuşmak istedi. Bana ‘Sen artık büyüdün, çocuklara bakabilirsin eğer annen ölürse çocuklara sen bakarsın’ dedi. Biz o zaman bundan hiç bir şey anlamadık. Kızkardeşim babaannemizin evinde babamız ile annesi Fatma Tayurak’ın hararetli bir tartışmasına kulak misafiri oluyor. Fatma Tayurak babamıza ‘Ayşe madem düzelmiyorsa ikide bir uzaklaştırmalarla seni evden atıyorsa bir defada öldür kurtul ondan’ diyor.’ Babam son kavgalarında anneme ‘seni öldüreceğim’ demişti. Olaydan önce babam kardeşlerimden dört çift eldiven almalarını istiyor. Katil, 9 yaşındaki kardeşim O.T’ye evden belgeleri alıp ,mahkemeyi kazanmak bahanesiyle damın kapısını açarsan cep telefonumu sana vereceğim demiş. 13 yaşındaki kardeşim V.T’yi de sinsi planına alet etmiş gece 3 ‘e alarm kurup kardeşini uyandırıyor. Olayın gerçekleştiği gece küçük erkek kardeşim de boğuşmaları duyuyor ve babamla annemi o halde görüyor, ancak korkudan hiçbir şey yapamıyor. Onlar daha çocuk ve hepsinin psikolojisi bozuldu. Babam olaydan sonra eve gidiyor ve kapı kilidini değiştirip evi temizlemeye bile çalışıyor. Biz şu an zaten evde kalamıyoruz.’
‘MUHATAP BİR SAVCI BULAMIYORUZ’
Yargılama sürecinde hangi haksızlıklara maruz bırakıldınız ve ne gibi hataların yapıldığını düşünüyorsunuz?
‘Biz dava açacağız şikayette bulunacağız, ifadelerimizi vereceğiz ama muhatap bir savcı bulamıyoruz. Savcı avukata benim tayinim çıkmış bir kaç güne gideceğim yeni savcı gelince ifade ve delillerinizi sunarsınız diyor. Biz ifade bile veremeden günlerce bekliyoruz. Katil de dışarıda delilleri karartıyor. Olay sabahı bizler evin dışında çığlık ve feryatlar içinde iken kız kardeşimin çağırması üzerine olay yerine gelen katil banyoya girip ipi çözüyor. Banyoda bir süre tek başına kalıyor. Katil yalan beyanla havada asılı olduğunu sadece ayaklarının ucu ucuna yere temas ettiğini söylemiş. Eğer katil ip üzerine delil karartma yapmamışsa olay yeri inceleme ekibi dikkatli ve titiz bir çalışma ile bu hakikatı apaçık görecekti. Yapılan diğer çok önemli bir hata cinayetin işlendiği geceden 12 gün önce annem Adem Tayurak beni öldürme ile tehdit ediyor. Tehditin ciddi olduğu üzerine katile 3 aylık uzaklaştırma kararı veriliyor ve 12 gün sonra Annem öldürülüyor. Buna rağmen olay yeri inceleme ekibi ve savcılık olay ile ilgili dünyada bilgisine en son başvurulması gereken kişiyi çağırıp olay ile ilgili katilden bilgi alıyor. Kuzu kurta teslim ediliyor. Onun yerine mahalleden herhangi birisi, ben veya bir kardeşimin bilgisine başvurulsaydı dikkatli ve titiz bir çalışma ile o sabah olayın vahşi bir cinayet olduğu anlaşılacaktı. Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu şu an ve ilk duruşmamızı bekliyoruz. Babam annemi öldürdüğünü inkar ediyor ama tüm deliller annemin öldürüldüğünü gösteriyor. Biz tüm aileyi suçlamak istiyoruz.
Annem canından fazla onuruna değer veriyordu. Çok dürüst ve onurlu bir kadındı. Allah adına yemin ederim ki usta olduğunuz hile, oyun ve yalanlarınızla mahkemeleri kandırmayı başlarsanız bile o sabah anneme okutmadığınız o Kur’anı sizi vuracak. O gece bizi ilaçla uyuttular, annemin yardım çığlığını engellediler! Şimdi ben o engellenmiş çığlığı tüm insanlığa haykırıyorum!. Lütfen duyun! Vicdan için, Adalet için,hakikat için. Sesime ses verin!’