Cumhuriyet yazarı Mehmet Ali Güller, ‘Katar’ın güvenliğine imza, Karadeniz’in güvensizliğine dava’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Güller bugünkü …
Cumhuriyet yazarı Mehmet Ali Güller, ‘Katar’ın güvenliğine imza, Karadeniz’in güvensizliğine dava’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Güller bugünkü yazısında, 104 emekli amiralin Montrö Sözleşmesi’nin önemiyle ilgili kamuoyunu bilgilendiren metni hakkındaki iddianameye değinerek Katar ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri anlattı.
Yazıda, AKP iktidarının Türkiye’yi Körfez emirlikleri için fırsat kapısı haline getirdiğini söyleyen Güller, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Katar’ın güvenlik ve istikrarını kendi ülkemizinkinden ayrı tutmuyoruz” sözünü aktardı.
İşte, o yazıda öne çıkan ifadeler:
AKP iktidarı, Türkiye’yi Körfez emirlikleri için fırsat kapısı haline getirdi. Öyle ki Katar Dışişleri Bakanı Es – Sani, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısında gayet açık bir şekilde “Türkiye’nin yaşadığı ekonomik zorluklardan çıkacak fırsatlara baktıklarını” söyleyebildi!
ASKERDEN SONRA POLİS DE KATAR’A
Ortak basın toplantısı sırasında bir gazetecinin Çavuşoğlu’na “Katar’a mali destek talep etmek için mi geldiniz” diye sorması ve bu sorudan sonra TRT’nin canlı yayını kesmesi tabloyu yeterince özetliyor. O özet şudur: AKP para arıyor; Katar ve BAE ise bu fırsat karşılığında satın alabilecekleri kârlı ve ucuz kuruluş… Ek olarak Katar güvenlik de satın almak istiyor.
AKP’nin açtığı askeri üssün devamı değil sadece Katar’ın talebi; ondan da fazlası. Emir, Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası finallerinde Türk polisinin görevlendirilmesini de satın aldı. Finaller boyunca 3 bin 250 Tük polisi Katar’da görevlendirilecek (Hürriyet, 8.12.2021).
MONTRÖ SÖZLEŞMESİ’Nİ SAVUNMAYA DAVA
104 emekli amiralin Montrö Sözleşmesi’nin önemiyle ilgili kamuoyunu bilgilendiren metni, 180 sayfalık bir iddianameye konu edildi ne yazık ki. Erdoğan’ın talimatıyla başlayan kampanyanın sonucunda hazırlanan iddianame, “emekli amirallerin TSK mensuplarını hükümete karşı harekete geçirme amacı güttüğünü” iddia ederek haklarında 12 yıl hapis istiyor!
Bu sadece bir hukuk faciası değildir; ondan öte, Türkiye’nin kuruluş/inşa anlaşmalarını savunmayı cezalandırma çabasıdır, sonuçları itibarıyla Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili sözleşmeleri savunmayı suç kapsamına alma girişimidir!
“Katar’ın güvenliğini Türkiye’nin güvenliğinden ayrı tutmuyoruz” diyen iktidarın, Karadeniz’in ve Türkiye’nin güvenliği bakımından kritik önemde olan Montrö Sözleşmesi’ni savunan bir kamuoyu bilgilendirme metnini cezalandırmaya çalışması ibretliktir.