enflasyonemeklilikötvdövizcovid19kktc
DOLAR
34,6038
EURO
36,5292
ALTIN
2.925,66
BIST
9.367,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Çarşamba Yağmurlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
16°C
Cuma Gök Gürültülü
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
11°C

Türkiye’nin dış borcunun artması en çok KOBİ’leri olumsuz etkileyecek

Getty ImagesTürk Lirası’nın yılın başından beri dolara karşı yüzde 45 değer kaybetmesinin en büyük etkisi döviz borçluluğu tarafında görülecek …

Türkiye’nin dış borcunun artması en çok KOBİ’leri olumsuz etkileyecek
01.12.2021 07:06
A+
A-

Türkiye'nin dış borcunun artması en çok KOBİ'leri olumsuz etkileyecek

Türkiye'nin dış borcunun artması en çok KOBİ'leri olumsuz etkileyecekGetty Images

Türk Lirası’nın yılın başından beri dolara karşı yüzde 45 değer kaybetmesinin en büyük etkisi döviz borçluluğu tarafında görülecek.

Özel sektörün döviz borcu, Dolar/TL kurunun her bir kuruş yükselişinde şirketler üzerindeki yükünü artırıyor.

Özel sektörün ve kamunun döviz cinsinden borcu, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre 446 milyar dolar.

Bu borcun 13 milyar dolarının bu yılın son iki ayında ödenmesi gerekiyor.

Önümüzdeki 10 ay içinde de ödenecek ciddi bir tutarın olması, dövize olan talebi artırıyor.

Dolara olan talebin yükselmesi TL’nin üzerindeki baskıyı daha da artıyor, böylece bir kısır döngü çıkıyor ortaya.

Ekonomist Arda Tunca, döviz borcu açından en çok KOBİ’lerin (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) olumsuz etkileneceği görüşünde.

Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da en çok geliri TL olan ve döviz kazanamayan şirketlerin bu durumdan olumsuz etkileneceğini aktarıyor.

Sadi Uzunoğlu’na göre bu borç yükü, özel sektörün bütçe yapamamasına ve ithalat borcunun yüksek olması nedeniyle gümrükten mal çekme konusunda sıkıntıların yaşanmasına yol açıyor.

Uzunoğlu, “Türkiye’de tedarik zinciri kendi içinde kırılıyor. Marketlerde tahsisli malların satılması, şu kadar yağ alabilirsin, bu kadar şeker alabilirsin gibi kısıtların konması tedarik zincirlerinin kendi içinde kırıldığını gösteriyor” diyor.

Türkiye'nin dış borcunun artması en çok KOBİ'leri olumsuz etkileyecekReuters

‘Stokta mal tuttukça para kazanılan garip bir durum’

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de borçlanma 2008’deki finansal krizin ardından yükseldi.

Türkiye’de 2018’de yaşanan kur krizi de şirketlerin üzerindeki dış borç yükünü ciddi şekilde artırdı.

Ancak 2018’in ardından özel sektör, dış borç konusunda olumlu bir tablo çizmeye başlamıştı.

Bu tabloyu değiştiren ise koronavirüs pandemisi oldu.

Ekonomist Arda Tunca, “Pandemiyle beraber işler durdu, ekonomik aktivite sekteye uğradı” diyerek bu durumu özetliyor.

Koronavirüs pandemisiyle zora giren şirketler bir de kur krizi yaşayınca ağır borç yükü altına girdi.

Kurdaki yükselişin sadece borç tarafında değil maliyetler açısından da zorladığını vurgulayan Tunca, “Yabancı para cinsinden borçlanma arttığı için kur atakları yaşandığında borcun anapara kısmı çok sınırlı ödenebiliyor. TL kazanan şirketler bu borcun ancak faizini ödeyebiliyor” açıklamasında bulunuyor.

Bu da Tunca’ya göre şirketlerin mal sattıkça değil, malı elinde tuttukça para kazandığı bir durum ortaya çıkarıyor:

“Normalde bir şirket mal satınca para kazanır. Stokta mal tuttukça para kazanılan garip bir durum ile karşı karşıya kaldık.”

‘TÜRKİYE, KUR RİSKİNE ÇOK AÇIK BİR HALE GETİRİLDİ’

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da kurdaki her bir TL yükselişin kamuya borç tarafında olumsuz yansıdığına ve bunun vergi gelirlerinden karşılanacağına dikkat çekiyor.

Uzunoğlu’na göre özel bankalar büyük oranda kendilerini kur riskine karşı korumuş durumda.

Ancak risk, döviz açık pozisyonu olan şirketlerin tarafında.

Uzunoğlu’na göre geçtiğimiz yıllar içinde kamudan döviz kredisi alan şirketler, borcunun bir kısmını farklı kur seviyelerinden TL’ye çevirerek bir ölçüde kur risklerini kamu bankalarının üzerine atmış oldu.

Uzunoğlu bu süreci, “Türkiye, döviz artmayacak diye yıllardır borçlandırılarak kur riskine çok açık bir hale getirildi. Özel sektör kendi riskini kurtarmaya çalışırken kamunun üzerine atma çabası çok yüksek, kamu da son yıllarda dövizle borçlanarak bu kur riskinin içine girdi” sözleriyle özetliyor.

Merkez Bankası verilerine göre kısa vadeli dış borç stoku Eylül sonu itibarıyla 125 milyar dolar seviyesinde.

Prof. Dr. Uzunoğlu, Türkiye’nin farklı bir enflasyon sürecine gireceğini gören kimi üreticilerin, “O zaman ne kadar çok malı elde tutarsam o kadar kazanırım” diye düşündüğünü de sözlerine ekliyor.

‘GÜNEY AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE SAĞLIKLI’

Döviz alım ve satım platformu FxPro’dan kıdemli piyasa analisti Alex Kuptsikevich, Türkiye’de kamunun dış borcunun GSYH’ya oranının yüzde 40 civarında olduğunu belirterek bu oranın borç yükü altındaki Güney Avrupa ülkelerine göre sağlıklı olduğunu vurguluyor.

O yüzden Kuptsikevich’e göre kamu sektörünü bu açıdan bekleyen büyük bir risk yok.

Ancak özel sektörde büyük ihtimalle borcunu ödeyemeyen şirketler olacak.

Diğer yandan Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının baki olması, doğalgaz fiyatlarındaki ve kurdaki rekor yükseliş yüzünden de ekonominin dolara ihtiyacının artmasına neden oluyor.

  • Merkez Bankası’nın açıklaması piyasaları sakinleştirebilir mi?
  • Siyasette ‘döviz kuru’ hareketliliği: İktidar ve muhalefette TL’nin değer kaybı nasıl değerlendiriliyor?
  • Türk Lirası, 2001 krizi sonrası en kötü gününü yaşadı: ‘Kurun gidebileceği seviyenin sonu yok’
  • TL’nin değer kaybı dünya basınında: ‘Erdoğan’ın sıra dışı ekonomi politikaları Türkiye’nin kur krizini derinleştirdi’

‘KATMA DEĞER YARATMA POTANSİYELİ DÜŞMÜŞ BİR EKONOMİ’

Ekonomist Tunca, büyük şirketlerin pandemi döneminde finansman olanaklarının bulunmasının da etkisiyle çok yüksek kârlar elde ettiklerini vurguluyor.

O yüzden Tunca’ya göre büyük şirketleri bekleyen bir risk bulunmazken finansmana erişimi kısıtlı olan KOBİ’ler zor bir duruma girecek:

“Mal stoklayıp da fiyat artışlarına karşı kendini koruyamayan KOBİ’ler en fazla darbeyi yiyecek olan kesim. Kapanan şirketler ya da ağır hasara uğrayıp o hasarı gidermesi için uzun süre isteyen şirketler olacak.

“Verim yaratma ya da katma değer yaratma potansiyeli düşmüş bir ekonomiyle karşı karşıyayız.”

  • Türkiye’deki ekonomik krizler: 1994, 2001 ve 2007’de neler yaşandı?
  • Faiz-enflasyon-kur arasında nasıl bir ilişki var?
  • Ekmek fiyatları neden artıyor, yeni zamlar kaçınılmaz mı?
  • Şeker ve ayçiçek yağında fiyat artışları neden kaynaklanıyor, hangi çözümler öneriliyor?
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

escort izmit bursa escort şişli escort mecidiyeköy escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort beşiktaş escort ataşehir escort ligobet güvenilir mi antalya eskort antalya eskort bursa escort escort istanbul betvino giriş beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye milanobet giriş bakırköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris