BirGün gazetesi yazarı Yaşar Aydın, “Linç videosunu neden gösterdi?” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Aydın yazısında, AKP Genel …
BirGün gazetesi yazarı Yaşar Aydın, “Linç videosunu neden gösterdi?” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Aydın yazısında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Meclis’teki grup toplantısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’taki darp edilme görüntüsünü yayınlamasını ele aldı.
Yazıda, “AKP Lideri Erdoğan, görüntüleri izlettikten sonra da tezkereye ‘hayır’ oyu veren CHP’lilere ‘Siz mesajı alamadınız’ dedi.” ifadeleri yer aldı. Yazının devamında ise “Bir başka hedefin de ‘iktidardan gitmezler’ algısını pekiştirmek olduğunu söylemek gerekir.” diye belirtildi.
Aydın’ın yazısı şöyle:
Erdoğan, Meclis’te yaptığı grup toplantısında tezkere oylamasıyla ilgili bölüme gelince bir video izletti. İzletilen görüntüler, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir asker cenazesi sırasında Ankara’nın Çubuk ilçesinde saldırıya uğramasıyla ilgiliydi. AKP Lideri Erdoğan, görüntüleri izlettikten sonra da tezkereye ‘hayır’ oyu veren CHP’lilere “Siz mesajı alamadınız” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer bir olayı yaşayan İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e de “Bunlar daha iyi günleriniz” diyerek seslenmişti.
Buna gazetecilere ve siyasetçilere yapılan fiili saldırıları da eklemek mümkün. Üstelik neredeyse tamamı cezasız kalmıştı. Bunların hiçbirinin tesadüf olmadığı çok açık. Erdoğan ve Bahçeli, önümüze gelecek sandık öncesi kendilerine bir siyasi rota belirledi. Buradan ilerleyecekler.
AMAÇ TEDİRGİN ETMEK
Erdoğan’ın açıklamasını besleyen yasal düzenlemeler de yaptı. Önce 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ilan edilen OHAL tedbirlerinden bazı maddelerin de uygulama süresinin uzatılması öngörüldü ve bunu gerçekleştirdi. Ardından sınır ötesi operasyona ve ülke içinde yabancı silahlı güçlerin varlığına olanak tanıyan tezkereyle Meclis’e geldi. Burada da önemli olan tezkerenin ilk kez iki yıllığına alınmasıydı. İki önemli düzenleme de 2023 yılında yapılacak seçimlere endekslenmişti.
Erdoğan her ne kadar bu sözleri sarf ediyor, bu yetkileri eline alıyor olsa da bunları uygulayabileceği anlamına gelmiyor. Öncelikli hedefinin muhalefeti baskı altına almak, sindirmek, tedirgin etmek olduğu anlaşılıyor. Bir başka hedefin de “iktidardan gitmezler” algısını pekiştirmek olduğunu söylemek gerekir. Nitekim Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Albayrak, önümüzdeki seçimleri 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne benzeterek daha şimdiden meşruluğunu sorgulatan açıklamalara başladı.
MESELE ANLAŞILDI
İktidar cephesinden ‘tek ve mutlak güç’ algısını tahkim edecek adımlar atılırken muhalefet partilerinden meselenin farkında olduklarına dair açıklamalar ve eylemler gelmeye başladı. Bu anlamıyla “SADAT, TÜGVA ve siyasi cinayetler” açıklamalarını iktidara karşı yapılmış bir uyarı olarak da anlamak mümkün.
Muhalefet böylece bugün birer komplo teorisi olarak ortada dolaşan bazı rivayetler konusunda erkenden uyarı düğmesine basmış oldu.
Seçimlerin yönünün şiddet unsuruyla değişmesi tartışıldığında sürekli 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında geçen dönem örneklendirilir. O günlerin üzerinden oldukça zaman geçti. İktidar cephesi kan kaybetti, kaybetmeye devam ediyor. Muhalefet bloku genişleyerek büyüyor.
Muhalefet blokunun bu dönem boyunca birkaç keskin virajı döndüğünü de hatırlatmak gerekir.
KORKU DUVARI AŞILDI
En önemlisi ise toplumun ve toplumsal muhalefet kesimlerinin korku duvarını çoktan aşmış, hatta yıkmış olmaları. Onca badire atlatan ve geri adım atmayan kesimleri bu saatten sonra korku salarak geri adım attırmak imkânsız. İktidar cephesi yaşananları “fragman” olarak niteliyor. Ama unuttukları bir şey var ki biz bu filmi görmüştük.”