Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Cumhurbaşkanına hakaretin cezalandırılmasıyla ilgili 299’uncu maddesinin Avrupa …
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Cumhurbaşkanına hakaretin cezalandırılmasıyla ilgili 299’uncu maddesinin Avrupa hukuk normlarıyla uyuşmadığına hükmeden bir karara imza attı. Mahkeme, maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM’nin ifade özgürlüğüyle ilgili içtihadına uygun biçimde değiştirilmesini istedi.
DW Türkçe‘de yer alan habere göre, sözkonusu AİHM kararı, Vedat Şorli adlı Türk vatandaşı tarafından 2019 yılında açılan ifade özgürlüğü davasında verildi. Facebook platformunda yaptığı iki paylaşım nedeniyle geçici gözaltına alınan Şorli hakkında Türk mahkemeleri önünde açılan davada 11 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmiş, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Bir fotoğraf kolajı olan ilk paylaşımda, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın kadın kıyafetleri giymiş AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı öptüğü görülüyor ve Kürtçe yazılmış konuşma balonunda da Erdoğan’ın ağzından “Suriye’nin tapusunu benim adıma yapacan mı kocacım?” ifadelerine yer veriliyordu. Erdoğan ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görüldüğü ikinci paylaşımda ise sert ifadelerle Türk dış politikası eleştiriliyordu.
Türkiye’deki mahkemeler önündeki itirazları sonuçsuz kalan Şorli, ifade özgürlüğü ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu. AİHM bugün açıkladığı kararında, Şorli’ye TCK 299 temelinde verilen cezanın AİHS’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’uncu maddesini ihlal ettiğine hükmetti.
Gerekçeli kararında davacının TCK 299 temelinde yargılanıp mahkum edildiğine vurguda bulunan mahkeme, bir devletin, cumhurbaşkanının itibarını korumayı amaçladığında, cumhurbaşkanı hakkında görüş beyan etme ve haber verme hakkı konusunda kendisine herhangi bir imtiyaz ya da özel bir yasal koruma sunamayacağını belirtti.
Vedat Şorli’nin Facebook paylaşımları sonrası gözaltına alınıp yargılanmasını meşru gösterecek hiçbir bulgu olmadığı sonucuna varan AİHM, tam tersine, Şorli hakkındaki yargı kararını, davacının ifade özgürlüğünü kullanma hakkı üzerinde caydırıcı bir unsur olarak gördü.
“AİHM’İN İÇTİHADI İLE UYUMLU HALE GETİRİLMELİ”
Habere göre Ankara, davayla ilgili olarak AİHM önünde yaptığı savunmada, davacının iç hukuk yollarını tüketmediğini savunup, başvurunun reddedilmesini istemişti. Ankara ayrıca, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası AİHS’ye derogasyon uyguladığını hatırlatmış, davacıyla ilgili yargı sürecinin darbe girişimi sonrası OHAL şartlarında gerçekleştiğini ve başvurunun bu perspektiften incelenmesini talep etmişti. Ancak AİHM, hükümetin, Türkiye’de davacıya yönelik yargı sürecinin OHAL şartları nedeniyle başlatıldığı tezini destekleyen hiçbir kanıt sunamadığını belirtti.
Hakaretle ilgili olarak Cumhurbaşkanı’nın özel bir yasayla korunmasının AİHS’nin ifade özgürlüğüne ilişkin maddesiyle bağdaşmadığına kanaat getiren AİHM, bu tespitten yola çıkarak benzer davaların tekrarlanmaması amacıyla TCK 299’un AİHS ve AİHM’nin yerleşik içtihadı ile uyumlu hale getirilmesini istedi.
AİHM ilk defa TCK’nın Cumhurbaşkanı’na hakaretle ilgili Türk Ceza Kanunu’nun 229’uncu maddesi hakkında bu denli net bir karar açıklıyor.
Oy birliğiyle alınan karar gereği Ankara Vedat Şorli’ye 7 bin 500 euro manevi tazminat ödeyecek.