Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Suriye’de operasyon sinyali vermesinin ardından gözler, son saldırıların yapıldığı Fırat Kalkanı ve …
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Suriye’de operasyon sinyali vermesinin ardından gözler, son saldırıların yapıldığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekât bölgelerinin güneyindeki 2016’dan bu yana terör örgütü YPG kontrolünde bulunan Tel Rıfat bölgesine çevrildi. Erdoğan’ın açıklamalarını Cumhuriyet’e değerlendiren emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, “Tel Rıfat bölgesindeki PKK/YPG hedeflerine yönelik bir operasyon yapılacaksa, bu bölgedeki hava sahası Rusya’nın kontrolünde olduğu için ancak Rusya’yla eşgüdüm içinde yapılabilir. Rusya’yla eşgüdüm olmadan bir hava ve kara operasyonu yapılması çok olası değil, ancak topçu atışları yapılabilir ki bunlar zaten yapılıyor” dedi.
TSK’nin Tel Rıfat’a operasyonuna Rusya’nın ikna edilmesi için bir pazarlık gerektiğini belirten Babüroğlu, “İdlib’deki Türk askerlerinin bu bölgeden çekilmesi karşılığında Rusya, Tel Rıfat bölgesine bir TSK operasyonuna yeşil ışık yakabilir. Rusya’yla işbirliği olmadan TSK’nin ya da eski adı ÖSO olan SMO güçlerinin bir kara harekâtı yapacağını düşünmüyorum. Hava kuvvetleri olmadan da böyle bir harekât çok riskli olur, ben siyaset makamının bu riski alacağını düşünmüyorum” değerlendirmesini yaptı.
‘ABD VE RUSYA FİİLEN KOMŞU’
Suriye’de hava sahasının Fırat’ın doğusundaki bölümünün ABD, Fırat’ın batısındaki bölümünün ise Rusya’nın kontrolünde bulunduğuna dikkat çeken Babüroğlu, şöyle konuştu: “Hava sahası açısından bakıldığında Türkiye’nin güneyindeki komşusunun Suriye Arap Cumhuriyeti değil de Rusya ve ABD olduğu artık bir olgudur. Dolayısıyla Fırat’ın doğusu için ABD, Fırat’ın batısı için Rusya’yla eşgüdüm sağlamadan bir operasyon mümkün görünmüyor. Maalesef PKK/YPG Suriye’de bir devletçik haline gelmiştir. Türkiye’nin elindeki yegane seçenek, Suriye hükümetiyle önce ilişki kurmak, daha sonra işbirliği yapmak ve Adana Mutabakatı’nı etkinleştirerek Suriye’deki hem radikal örgütler hem de PKK/YPG olmak üzere terör örgütlerinin etkisizleştirilmesini sağlamaktır.”