Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü ile A. A. arasında 2018’de imzalanan sözleşme ile 2,30 hektar alana sahip Kınalıada’daki devlet ormanı …
Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü ile A. A. arasında 2018’de imzalanan sözleşme ile 2,30 hektar alana sahip Kınalıada’daki devlet ormanı niteliğindeki Çınar B Tipi Mesire Yeri, ilk yıl 18 bin 233 TL ile 28 yıllığına kiralandı. A.A. tarafından işletme hakkı alınan ve sözleşmeye göre başkasına devredilmemesi gereken mesire alanı şu an Y.B. tarafından işletiliyor. Y. B.’nin alanı devraldıktan sonra doğal sit alanı olan mesire yerinin ismini sözleşmeye aykırı olarak “Noya Beach Restaurant ve Havuz” olarak değiştirildi. Y. B.’nin mesire alanı ile bunun yanında bulunan ve hakkı olmamasına rağmen aldığı belirtilen ormanlık vasfındaki 1682 metrekarelik kıyı alanında yönetmeliğe aykırı olarak işlem yapıldığı belirtildi.
Paralı mesire alanı
Yapılan sözleşme ve yönetmeliğe göre mesire alanı için imar planında olmamasına rağmen iskele, olimpik havuz, aplikasyon balkon, restoran, plaj, şezlong, duş yeri yapıldı, deniz kıyısına beton döküldüğü ileri sürüldü. Yönetmelikte, işletmecinin toplumun istifade edebileceği spor ve oyun sahaları, sağlık ve dinlenme faaliyetleri ile mesire yerine giriş için herhangi bir ücretin talep ile tahsil edilmeyeceği belirtilen mesire alanının paralı olduğu kaydedildi.
Mahkeme: İşgal etti
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdare Dava Dairesi de A.A’ya, 105 ada 1 parseldeki tamamı hazine taşınmazı olan ve büyük kısmı yeşillik olan 7560 metrekarelik kısmının ‘Yazlık Turistik Tesis Alanı’ yapılmak suretiyle fuzulen işgal ettiğini, kazanç sağladığını bilirkişi raporlarıyla tespit edildiğini kabul ederek, Eylül 2020’de para cezası verdiği de ortaya çıktı.
‘Otel yapılacak’ iddiası
“Kınalıada’nın eşsiz doğası içerisinde konumlanmıştır. Özel plaja açık yüzme havuzuna ve geniş yeşil alana sahip” diye tanımlanan işletmenin internet sayfasında yurttaşların 80 TL ve 120 TL arasında değişen ücretlerle şezlong kiralayabileceği yazıyor. Gazetemize konuşan ve güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen ada sakinlerinden A.G., işletmenin ruhsatının olmadığını da iddia etti. A.G., 1682 metrekarelik alanın halk plajı olduğunu ama buraya beton dökülerek şezlonglar konulduğunu söyleyerek, “Plajın üst tarafını da çitlerle kapatmışlar. Orada otel yapacaklar” dedi.
‘Rantta, talana dur denilmeli’
Sözleşmede işletmecinin mülki amirlikten ve idareden izin almak kaydıyla hizmet faaliyetin gayesine uygun eğlence programı düzenleyebileceği maddesine ilişkin A.G., “Ama her gece düğün eğlence düzenleniyor. Alınan böyle bir izin var mı? Canlı müzik ruhsatı var mı? Eğlence vergisi tahakkuk edildi mi?” diye sordu. Verilen mahkeme kararının Adalardaki tüm kıyılar için emsal olduğunu vurgulayan A.G. son olarak, “Tam bir katliam var. Adaların kıyılarından, hazine malının üzerinden edinilen rantta, talana dur denilmeli” dedi. İddialara ilişkin aradığımız A.A, telefonda konuşmak istemediğini belirtti.