Anayasa’nın ilk dört maddesine itirazı olmadığını söyleyen eski Meclis Başkanı AKP’li İsmail Kahraman, buna rağmen bir kez daha laikliğe karşı çıktı. “Dindar anayasa yapalım, ilk dört madde değişebilir” sözleri muhalefet ve MHP – AKP kanadında da tepki çekenKahraman, “Laiklik kelimesi çok değişik. Her parti kendini laik görüyor. Peki bu laiklik ne? Laiklik ileri sürülerek partiler kapatılıyor, laiklik ileri sürülerek hürriyetler engelleniyor. Ben diyorum ki laiklik olmasın” dedi.
Kahraman, bir konferansta sarf ettiği yeni anayasa ve laiklik ile ilgili sözlerinin kasıtlı olarak çarpıtıldığını savundu. AKP’li Kahraman, Anayasa’nın ilk dört maddesine dokunmanın mümkün olmadığını, ‘vatanını, milletini, bayrağını ve cumhuriyeti sevenlerin bunu asla istemeyeceğini’ söyledi. İktidarın kontrolündeki A Haber kanalına konuşan Kahraman, “Hukuktan nasibini almamışların hezeyanları ile karşılaşmamak beni üzüyor” ifadelerini kullandı.
‘ANAYASALAR ÇABUK ESKİYORLAR’
Kahraman, kendisinin hedef alındığını sözlerinin kasıtlı çarpıtıldığını savundu. Kahraman şöyle konuştu:
‘BEN DİYORUM Kİ LAİKLİK OLMASIN’
Kahraman, kendisinin laiklik ile ilgili konu üzerinde daha hassas durduğunu söyledi. Kahraman, 195 ülkeden yalnızca 5’inde laikliğin anayasada olduğunu belirtti sözlerini şöyle sürdürdü:
“Laiklik kelimesi üzerinde ben hassas duruyorum. Laiklik kelimesi çok değişik. Her parti kendini laik görüyor. Peki bu laiklik ne? Laiklik ileri sürülerek partiler kapatılıyor, laiklik ileri sürülerek hürriyetler engelleniyor. Ben diyorum ki laiklik olmasın, çünkü 195 ülkenin yalnızca 5’inde var. Fransa’da bir dinsizlik olarak ifade var. Meksika, Türkiye, Portekiz, Japonya, Fransa, bunlar anayasasında laiklik geçen ülkeler arasında. BM’ye kayıtlı 195 ülkeden 190’ının anayasasında böyle bir beyan yok. Eğer laiklik bir hürriyetse hürriyetler arası bir mevzudur. Hürriyet değil de bir engellemeyse o zaman da onlar arasında sayılır. Laiklik kelimesi istenildiği yere çekilen bir hale geldi. Fransa laik bir ülke ve Fransa’da eğitimin temel esasları yönetmeliğinde laikliği tarif etmişler. Diyor ki Fransa, laiklik devletin, felsefe, din, siyaset karşısında tarafsız olmasıdır. Fransa’da da tanımı var. Tarifi olmayan kavram herkesin elinde başka manaya gelebilir. Benim dediğim tarifi olmalı veya diğerlerindeki gibi anayasada olmasına gerek yok. Zira hürriyet ise kişinin doğuştan sahip olduğu inanç ve ifade etme hürriyeti zaten var. Bunu kalkıp köpürterek, anayasada değişikliğin önüne geçmek gibi bir isteğin üzerinde oluyor.
‘YERLİ VE MİLLİ ANAYASA ŞART’
Kahraman, mevcut anayasanın yeterli açıklığa sahip olmadığını, yeni yaşam şartlarına da yanıt vermediğini söyledi.. Kahraman, yerli ve milli anayasanın açık bir diller, anlaşılır olarak hazırlanmasının gerekli olduğunu bildirdi.
Kahraman şunları söyledi:
“Bugün anayasada 184 değişiklik var. Lime lime olmuş. Gerçekten yerli ve milli bir anayasaya ihtiyacımız var. Milli olan, bize ait olan, çağdaş hukuk devleti anaysasına kavuşalım, istediğimiz bu.”
‘İLK 4 MADDEYE DOKUNMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Kahraman, “4 maddeye dokunulacak, ona dokunmak mümkün mü? Vatanını seven insanın, milliyetçi olan insanın devletine, bayrağına karşı ve cumhuriyete karşı tavır alması mümkün değil. Hukuktan nasibini almamışların hezeyanları ile karşılaşmamak beni üzüyor” dedi.
NE OLMUŞTU?
Kahraman, yeni anayasanın “dindar bir anayasa” olması gerektiğini savunmuş ve laiklik konusunda konuşaeak, “Laiklik dünya anayasalarında 5 anayasada ilke olarak var. 195 ülkenin 5 tanesinde laiklik ilke olarak geçiyor. Yalnızca Fransa’da ‘din yok’ manasında kullanılıyor, diğerlerinde dine karşı oluş yok. Dinle barışık bir anayasa hepsinde var” ifadelerini kullanmıştı.
Kahraman, yeni anayasanın da 1924, 1961, 1982 gibi ”dindar bir anayasa” olması gerektiğini savunup şunları söylemişti:
“Bütün bu anayasalarda din vardır, din dersleri vardır, Diyanet İşleri Başkanlığı vardır, din görevlileri maaşını devletten almaktadır. Dini bayramlar, resmi tatil günleridir. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyelerinden birisidir. Hatta İSEDAK’ın başkanı Cumhurbaşkanımızdır. İçinde olduğumuz çevrenin dışındaymış gibi davranmak çok yanlıştır.”