“Ben saf halk çocuklarının nasıl sömürüldüklerini gördüm. Yurdunu seven bir insan, yazar olarak; yurdumun kalkınmasının gerekleri üzerine …
“Ben saf halk çocuklarının nasıl sömürüldüklerini gördüm. Yurdunu seven bir insan, yazar olarak; yurdumun kalkınmasının gerekleri üzerine düşündüm, yazdıklarımla eyleme katıldım. Karınca kararınca tabii… Hikayelerimde, romanlarımda şunları belirttim: Halkım sömürülüyor, eziliyor. Bu koşulların ortadan kaldırılması gerekiyor…”
Bu sözler; 2 Haziran 1970’te yaşamını yitiren, 56 yıllık yaşamına 50’ye yakın edebiyat eseri sığdıran, ekmek parası için senaryo yazan, toplumcu gerçekçi edebiyatın usta kalemi Orhan Kemal’e ait.
Eserlerindeki karakterler ve olaylarla günümüze ışık tutan; toprak ve fabrika işçilerinin dünyasını, İstanbul’daki gecekondu mahallelerini, fabrika çevrelerini, kentleşmenin sancılarını çeken küçük, sıradan insanları, aydınlık bir bilinçle okuyuculara yansıtan Kemal, bugün 107 yaşında.
Türk edebiyatının aydınlık gerçekçi yazarı Orhan Kemal’i, doğum gününde, oğlu Işık Öğütçü Cumhuriyet’e anlattı.
“DEVRİMCİ BİR EDEBİYATÇIYDI”
Türk edebiyatının usta yazarlarından Orhan Kemal’i edebi kişiliği ve Türk edebiyatına katkıları açısından nasıl anlatırsınız?
Küçük insanı, emekçileri, sömürülenleri konu ederek, pek çok işlenmemiş konuyu gündeme getirerek, onların çektikleri sıkıntıları yazarak onların sesi olmuş devrimci ve yaratıcı bir edebiyatçımızdı.
Yazar kimliğinin dışında, Orhan Kemal nasıl bir babaydı?
Çocuklarına karşı hadi daha genel söyleyeyim tüm insanlara karşı merhametli, şefkatli ve sevgi dolu bir insandı ve benim için değerli bir babaydı.
Türkiye’de güncel ve genç yazarları takip ediyor musunuz? Güncel edebiyatı nasıl değerlendiriyorsunuz? Orhan Kemal hayatta olsaydı, mevcut edebiyat dünyasını nasıl yorumlardı?
Bu sorunuza zaman zaman diye yanıt vereyim. Üstat ile ilgili yapacak çok araştırmam olduğu için zaman bulamıyorum diyebilirim. Yazı alanı da çok çeşitlendiği için herkes kendi kabiliyeti oranında eserler veriyor. Ama önemli olan okurun benimsemesi ve yapıtın geleceğe kalabilmesi. Gençlere inanan Orhan Kemal onların Türk edebiyatını daha da ileri götüreceğini mutlaka belirtirdi.
“DEMOKRASİ DÜŞMANLARINA KARŞI KALEMİNİ KESKİNLEŞTİRİRDİ”
Genellikle eserlerinde yoksul insanların hayatlarına ve üzüntülerine değinen Kemal, sosyal gerçekçi akımın bir temsilcisiydi. Orhan Kemal hayatta olsaydı, günümüz toplumuna bakış açısı nasıl olurdu? Günümüzü eserlerine nasıl yansıtırdı?
Benim düşünceme göre ülkemizde ekonomik, sosyal, hukuksal, demokratik ve özgürlükler ile ilgili sorunlar sürdüğü sürece Orhan Kemal bu konulara değinen eserler mutlaka yazacaktı. Askeri ve sivil darbelerin karşısında olarak demokrasi düşmanlarına karşı daha sert kalemini keskinleştirecekti.
“YAŞASAYDI, İKTİDARIN KARŞISINDA OLURDU”
Toplumsal olan her şey siyasidir demek yanlış olmayacaktır. Türkiye’de siyaset ve edebiyat da hep birbirine yön verdi. Orhan Kemal, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendirirdi ve mevcut iktidara karşı nasıl bir tavır alırdı? Mevcut iktidarın, Orhan Kemal’in eserlerine nasıl bir etkisi olurdu?
Tabii ki karşısında olurdu. Yıllarca sömürüye karşı olmuş, ezilenlerin yanında saf tutmuş bir yazarın anti demokratik uygulamalar karşısında susması beklenemezdi. Susmayacaktı. Edebiyatıyla kitleleri bilinçlendirmeye devam edecekti.
“SANATÇIYI DAR KALIBA SOKMAYA ÇALIŞAN, SONUNU HAZIRLAR”
İktidarın sanata ve edebiyata olan bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendileri de itiraf ediyor zaten: Eğitimde ve kültürde başarılı olamadık diye konuşuyorlar. Edebiyat ve sanat muhaliftir. Benden taraf olacaksın yoksa bertaraf olursun, söylemi sanatçı için geçerli olmaz. Gerçek sanat da gerçek sanatçı da biat etmez. Biat ederse zaten sanatçı olmaz. Tarihe bakın kapı kulu olan sanatçılar değil, baş kaldıran sanatçılar tarihin altın sayfalarında yer alır, görürsünüz. Sanatçıyı dar kalıba sokmaya çalışan iktidarlar aslında kendi sonunu hazırlar.
Edebiyat alanında ilerlemek isteyen ve yazmayı seven gençlere tavsiyeniz neler olur?
İyi örnekleri çok okumalarını ve yazmalarını önerebilirim. Hayatın içinde olarak insanlardan beslenmeyi ve ne kadar çok insan tanırlarsa o kadar iyi sonuç alacaklarını önermek isterim.