İstanbul Taksim’de 8 Mart 2021 tarihinde yapılan ‘19. Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan, eylemde slogan atarak ritme göre zıplayan çok sayıda …
İstanbul Taksim’de 8 Mart 2021 tarihinde yapılan ‘19. Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan, eylemde slogan atarak ritme göre zıplayan çok sayıda kadın, polis müdahalesiyle karşılaşmıştı. Bu sırada gözaltına alınan 17 kadın hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlarından ayrı ayrı 2 yıl 8 aydan 7 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanarak dava açılmıştı.
İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya 15 sanık ile avukatları katıldı.
“SAVUNMALAR ALINMADAN BERAAT VERİLMELİ”
Duruşmada söz alan tüm sanıkların avukatı Meriç Eyüboğlu, “Müvekkillerim açısından, üzerine atılı suçlamalar bakımından derhal beraat kararı verilmesi durumu söz konusudur. Sanıkların savunması alınmadan haklarında beraat kararı verilmesi talebimiz var” dedi.
MAHKEME ‘DERHAL BERAAT’ TALEBİNİ REDDETTİ
Avukat Eyüboğlu’nun talebine ilişkin ara karar oluşturan mahkeme, sanıklara isnat edilen eylem ve delillerin toplanması ve tartışılması gerektiğinden, sanıkların savunması alınmadan derhal beraat kararı verilmesi talebinin reddine karar vererek savunmaları almaya başladı.
“KADIN KATİLLERİNİN YARGILANMADIĞI MAHKEMEDE YARGILANMAK İSTEMİYORUM”
Bazı sanıkların mahkemedeki savunmaları şu şekilde:
Ezgi Gözoğlu: “Yasaklar, 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde 30 binin üstünde kadının meydanları doldurmasına engel olmadı. Ben de 7-8 senedir gittiğim gibi 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldım. İddianamede geçen sloganları atıp atmadığımı hatırlamıyorum, fakat atılan sloganların bir suç unsuru olduğunu düşünmüyorum. Bir kişi olmak istememek suç olamaz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Anayasal hakkımı kullandım. Beraatımı talep ediyorum.”
Merve Bektaş: “Öncelikle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Polis bize anons yapmadı. Çünkü öyle bir durum oluşmadı. Ben Feminist Gece Yürüyüşü’ne çok küçük yaştan beri katılmaktayım. Çok uzun zamandır iddianamede belirtilen sloganlar atılmaktadır. Kadın katillerinin ve tecavüzlerin yargılanmadığı mahkemede yargılanmak istemiyorum. Beraatımı talep ediyorum.”
“BU DAVA KADINLARIN HAYATLARINA BİR PROBLEM EKLEMEK AMACIYLA AÇILMIŞTIR”
Ebru Sert: “Bugün benim ve yaklaşık 15 kadının sanık olmasının sebebi, bir sonraki hafta yapılacak olan Feminist Gece Yürüyüşü’nün 30 binden 50 bine çıkma ihtimalinin engellenmeye çalışılmasıdır. Bu dava, sadece kadın avukatların ve sanıkların vaktini almak, hayatlarına sadece bir problem eklemek amacıyla açılmıştır. Biz kadınlar her zaman sokakta öldürülme, tecavüze ve tacize maruz kalma ihtimalleriyle yaşarken, kendi varlığımızı oluşturmaya ve hayatta kalmaya çalışırken bizlerin kendi özgürleşme alanı olan sokaklarda, gecelerden ve feminist yürüyüşlerimizden bir ceza unsuru çıkartmaya çalışmak, zorlama bir yaptırımdır. Ben, bu yürüyüşlere katılmaya devam edeceğim. Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmek zorunda değilim. Bir erkek devlet temsilcisine methiyeler yağdırmak zorunda değilim. Her gün kadınlar katledilirken, failler bu mahkemelerden ellerini kollarını sallayarak çıkarken biz kadınların yargılanması kabul edilebilir bir şey değildir.”
Zelal Buldan: “Şiddet failleri dışarıda serbest dolaşırken bizim burada, olmayan bir suç nedeniyle yargılanışımızı üzülerek izliyorum. Biz burada bunlarla uğraşırken dışarıda kadınlar öldürülüyor, tecavüz ediliyor veya şiddet görüyor. Failleri dışarıda serbest dolaşabiliyor. Ben feminist bir kadınım. Bu yürüyüşe ilk kez katıldım. Fakat bu yıldırma politikalarına rağmen bu son olmayacak. Geçen sene 8 Mart’ta yürüyüşte yaklaşık bir saat boyunca oradaydım. Bulunduğum süre boyunca dağılmamız yönünde hiçbir şekilde anons yapılmadı. En ön sıradaydım, anons yapılsa duyardım. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.”
Mahkemede savunma yapan diğer sanıklar da üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini ve polis tarafından kendilerine dağılma ihtarının yapılmadığını söyleyerek beraat talebinde bulundu.
Sanıklardan sonra savunma yapan avukatlar, müvekkillerine isnat edilen suçlamaların unsurlarının oluşmadığını söyleyerek, müvekkilleri hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve müvekkilleri hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi. Avukatlar ayrıca, savunması alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
İFADELERİ ALINAN SANIKLAR HAKKINDAKİ TÜM ADLİ KONTROLLER KALDIRILDI
Mahkeme, ifadeleri alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına ve hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına hükmetti.
Duruşmaya gelmeyen bir sanık hakkında zorla getirme kararı veren mahkeme, ifadeleri alınmayan sanıklar hakkında ‘imza verme’ şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, ancak yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek davayı 23 Eylül 2022 tarihine erteledi.
“HEPİMİZ RİTME UYGUN ZIPLADIK, BÖYLE BİR SUÇ OLAMAZ”
Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan kadınlar, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “8 Mart engellenemez”, “Feminist mücadelemiz engellenemez”, “Kadın dayanışmamız engellenemez”, “Yaşasın 8 Mart, yaşasın feminist mücadelemiz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Dünyayı yerinden oynatacağız” sloganları attı.
Grup adına açıklama yapan Feride Eralp, şunları söyledi: