Batı ile Rusya arasındaki Ukrayna gerilimi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanımasıyla …
Batı ile Rusya arasındaki Ukrayna gerilimi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanımasıyla yeni bir boyut kazandı. Moskova-Kiev hattında denge politikası izleyen Ankara’nın bunu ne ölçüde koruyabileceği tartışılıyor. Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, Putin’in kararının Türkiye’ye yansımalarına ilişkin “Yakın zamanda Rusya’ya yönelik yaptırımlar genişletilip Batı’dan Türkiye’ye bu yönde bir talep gelebilir. Bu durumda nereye konuşlanılacağının etraflıca tartışılması gerekiyor. Diplomasi sahasını daraltıcı sonuçlar doğabilir” dedi.
Gerilimin başlangıcından bu yana arabuluculuk teklifinde bulunan ve Rusya ile Ukrayna arasında hassas dengeyi korumaya çalışan Türkiye, Putin’in Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasına Kırım’da olduğu gibi “Kabul edilmez, reddediyoruz” tepkisini verdi. Buna karşın Türkiye’nin 2014’teki Kırım krizinde olduğu gibi Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılması beklenmiyor. Gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendiren emekli büyükelçi Fatih Ceylan, “Türkiye açısından ortada çok parlak bir tablo bulunmuyor. Böyle olmasını arzu etmeyiz ama mevcut kriz Türkiye’ye özellikle ekonomik anlamda sarsıcı etkiler doğurabilir” görüşünü dile getirdi.
MONTRÖ VURGUSU
NATO’nun Rusya’nın güney bölgesindeki gücünü artırmasının gündeme gelebileceğine dikkat çeken Ceylan, “Montrö Sözleşmesi zaten Karadeniz’e daimi yabancı güç konuşlandırmasına izin vermiyor fakat NATO şimdi Bulgaristan ve Romanya’daki tedbirlerini artıracaktır. NATO’dan Türkiye’ye Rusya’ya yönelik çeşitli güç artırımı yapılmasına yönelik talepler gelebilir” dedi. Türkiye’ye Montrö’nün esnetilmesine yönelik talepler de gelebileceğini belirten Ceylan, “Montrö rejiminin esnetilmesine Türkiye’nin asla izin vermemesi lazım. Türkiye, 1936’dan beri sürdürdüğü duruşunu korumak zorunda. Savaş çıkarsa zaten Türkiye üzerinde birtakım talepler olacaktır. Bu konu çok hassas, Türkiye’nin bu konuda kendi konumunu sağlam bir yere oturtması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
ABD ve AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımların kapsamını genişletebileceğini dile getiren Ceylan, şöyle devam etti: “Yakın zamanda Rusya’ya yönelik yaptırımların çapı genişletilip Türkiye’ye bu yönde bir talep de gelebilir. Türkiye’nin bu durumda kendini nereye konuşlandıracağının etraflıca tartışılması gerekiyor. Bu durum da Türkiye’nin diplomasi sahasına daraltıcı sonuçlar doğurabilir, Türkiye köşeye sıkışabilir. Çünkü Rusya’ya uygulanacak herhangi bir yaptırım, Türkiye ekonomisini de olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin çok temkinli hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’nin, krizin daha da tırmanmaması için elindeki tüm diplomatik araçları kullanması gerekiyor”
“OLAN UKRAYNA’YA OLDU”
Ceylan, NATO’nun Ukrayna konusunda yapabileceklerinin sınırlı olduğunu, buna karşın bölgedeki ittifak üyesi ülkelerdeki NATO gücünün artmasının olası olduğunu kaydetti.
Ceylan ayrıca “Putin kendi açısından zamanlamayı çok iyi kullandı. Çünkü transatlantik ittifakta çatlakların belirdiği, Afganistan’dan çekilmenin yarattığı travmanın sıcaklığını koruduğu, ABD’nin AB ile ilişkilerinde soru işaretleri yaratacak Japonya, Avustralya ve Hindistan’la oluşturduğu ‘Dörtlü’ adı verilen grubu toplaması gibi unsurların öne çıktığı karmaşık bir dönemden geçiyoruz. Putin, Batı dünyasının içindeki çatlakları çok iyi değerlendirdi. Fakat şunu da görmek gerekiyor; Rusya, yakın zamanda bağımsızlıklarını tanıdığı bölgeleri Kırım’da olduğu gibi bir referandumla ilhak edebilir. ‘Olan Ukrayna’ya oldu’ diyebiliriz” dedi.