Ankara 7. İdare Mahkemesi, eski Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Melik Gökçek istifa etmeden önce son ABB Meclisi’nde alınan kararla …
Ankara 7. İdare Mahkemesi, eski Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Melik Gökçek istifa etmeden önce son ABB Meclisi’nde alınan kararla Gölbaşı İncek’te bir yapı kooperatifi için imar artırımı yapılmasını iptal etti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kamu yararına aykırı ayrıcalıklı imar rantına yol açan tüm plan değişikliklerine dava açmaya devam edeceğiz” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Gölbaşı İncek’te eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melik Gökçek istifa etmeden son Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde alınan kararla, yönetiminde hakim ve bürokratların da olduğu belirtilen Dam Yapı Kooperatif için imar artırımı yapılmasını yargıya taşımıştı.
KAMU YARARINA AYKIRI
Ankara 7. İdare Mahkemesi, Gölbaşı İncek’te içinde çocuk bahçesi ve yolların da bulunduğu 60 bin metrekarelik alanın imarının artırılmasına ilişkin plan değişikliğini iptal etti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yaptığı yazılı açıklamayla kararı şöyle değerlendirdi:
“Kamu yararına aykırı ayrıcalıklı imar rantına yol açan tüm plan değişikliklerine dava açmaya devam edeceğiz. İncek’te Gökçek’in giderayak son Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde aldığı son kararla plan değişikliği yapıldı. 14/02/2017 Şubat günü yapılan plan değişikliği ile 0.33 olan emsal 2’ye çıkarıldı, yükseklik serbest bırakıldı. Toplam konut sayısı 15 kat artırılarak 25’ten 390’a çıkarıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kamu yararına aykırı olan yoğunluk artışı getiren belirli kesimlere ayrıcalıklı imar rantına yol açan plan değişikliğini yargıya taşıdık. Ankara 7. İdare Mahkemesi de, Ankara İli, Gölbaşı İlçesi, İncek Mahallesi 241/1, 242/1 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin onaylanmasına ilişkin 14.02.2017 tarihli ve 356 sayılı Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis kararının; şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğunu belirterek, dava konusu işlemi iptal etti. Mahkeme iptal gerekçesinde yer alan söz konusu plan değişikliğinin mevcut yapılaşma dokusunu bozacağını, altyapının yüksek yoğunluklu bu yapılaşmayı kaldırmayacağını ortaya koymuştur.”
“SİLUETİNİ BOZACAĞI…”
Mimarlar Odası Ankara Şube’nin konuya ilişkin açıklamasında, mahkemenin iptal gerekçesinde şunların olduğu belirtildi:
“241/1 ve 242/1 sayılı parseller yönünden dava konusu plan değişikliği ile söz konusu alanı kapsayan planlama bölgesinde yürürlükte olan üst ölçekli planların benzer kullanım alanlarına sahip olduğu, bu kapsamda plan kademelenmesi ilkesi açısından planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına aykırılık göstermediği anlaşılmakta ise de; inşaat emsalinin değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırıldığı, 1245 kişilik nüfus artısına karşılık olarak oluşturulması gereken sosyal-teknik altyapı alanlarından sadece Sosyal Açık ve Yeşil alanlar bulunduğu, bu alanlar için ayrılan miktarın da ilgili mevzuat hükümlerinde belirtilen standartların altında olduğu, dava konusu plan değişikliği sebebiyle oluşan ilave nüfusun yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren etki oluşturduğu, plan değişikliğinde tanımlanan 48366 m²’lik imar izninin yüzde 8,27’sine denk gelen 4000 m²’lik ticaret alanının ‘Konut Alanı’ kullanımına ‘Konut+Ticaret’ niteliği, kazandırdığı, bununla birlikte söz konusu ticaret alanının hangi amaçla kullanılacağının açıklığa kavuşturulmadığı ve bu ticaret alanlarının bölgeye doğrudan veya dolaylı etkilerine yönelik değerlendirme ve çözüm önerilerinin ortaya konulmadığı, dava konusu taşınmazların yakın çevresinde, plan değişikliğinde öngörülene benzer bir yapılaşmadan ziyade düşük emsali, iki katlı, seyrek yoğunluklu yapılaşmanın hakim olduğu, söz konusu değişiklikle serbest olarak belirlenen yüksekliğin yakın çevrenin siluetini bozacağı, mevcut yapılaşma dokusunu olumsuz yönde etkileyeceği ve plan bütünlüğünü bozacağı, parsel adası ölçeğinde gerçekleştirilmesi öngörülen plan değişikliğinin emsal artısıyla birlikte bütüncül bir kentsel mekan kurgusu oluşturmaktan uzak olduğu, kentsel mekan kurgusu ile plan bütünlüğü yönünden kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.”