Mersin Akkuyu’yu adeta çöle çeviren Akkuyu Nükleer Santrali, işçilerin isyanı ile gündemden düşmüyor. Santral inşaatında çalışan işçilerin …
Mersin Akkuyu’yu adeta çöle çeviren Akkuyu Nükleer Santrali, işçilerin isyanı ile gündemden düşmüyor. Santral inşaatında çalışan işçilerin, barınma ve beslenme koşullarının iyileştirilmesi için, geçtiğimiz haftalarda eylem yapmasının ardından yaklaşık 160 emekçinin şantiyeye giriş kartlarının iptal edildiği öğrenildi.
Zaman zaman işçi ölümleri iddiasını taşıyan haberlere konu olan taşeron firmaların çalıştığı santralin şantiyesinde emekçiler kötü yemekler, salgın tedbirlerinin alınmadığı çalışma koşulları, yatakhane, servis ve iş güvenliği sorunlarına dikkat çekiyor.
Akkuyu Nükleer Santrali inşaat sahasında faaliyet gösteren bir firmanın işçisi, “İş güvenliği şu anda ‘işini aksatmadan nasıl çalışabiliyorsan çalış’ şeklinde. Burada kaç tane insan öldü. Herhangi bir şekilde basına bilgi verilmiyor” dedi. İçeriden herhangi bir görüntü ya da fotoğrafın dışarı çıkmaması konusunda uyarıldıklarını ifade eden işçiler, işçi örgütlenmesinin duyulduğu an direkt iş çıkışlarının verildiğine dikkat çekti.
Akkuyu’daki işine son verilen bir emekçi ise, “Ben de çıkarılan işçiler arasındayım, şeflerimize bu işten çıkarmaları sorduğumuzda bize dedikleri tek şey; eylemi burada siz başlatmışsınız. Çıkış sebebiniz bundan kaynaklanıyor, ilk sizin koğuşlarınızda protesto edilmiş ve bu koğuşta bizim firmaya ait 45-50 kişinin işten çıkartılması söz konusu” ifadelerini kullandı.
Mersin’deki Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nde çalışan inşaat işçileri, Cumhuriyet’e yaşadıkları sorunları ve çalışma koşullarını anlattı.
“SABUN DAHİ YOKTU”
Nükleer enerji santralinin inşaatında çalışan işçilerden biri, salgın nedeniyle temastan sakınma ve sosyal mesafeye dikkat etme uyarıları yapıldığına dikkat çekerek, “Koğuşlarda şu anda 6-7 kişi kalıyor. Çok sağlıksız bir ortam, bakım desen yok. Mesela gece işçi geliyor duş almak istiyor, ama insanlar rahat rahat duş alamıyor” dedi.
Başka bir işçi ise, 15 metrekarelik bir koğuşta kaldıklarını zaten kısıtlı olan yerlerinin 6 kişiliğe çıkartılmaya çalışıldığını söyledi. “Tuvaletlerde de tekrar sıra bekliyoruz çünkü yetersiz. İnanın ki, deterjan ve sabun dahi yoktu” ifadelerini kullanan işçi, “En azından 6 bin kişinin çalıştığı alanda bir sabun olur. Hijyenik ortam diyorlar, sosyal mesafe diyorlar ama hiçbir şekilde bu konuda önlem almış değiller” diye konuştu.
“O YEMEKLERİ AĞZINIZA DAHİ SÜRMEZSİNİZ”
Bir işçi, yemekhanedeki yemekler oldukça kötü durumda olduğunu söyleyerek, “İnsan 12 saat çalışmak zorunda olmasa… İnanın ki o yemekleri ağzınıza dahi sürmezsiniz. Günde 2 öğün patates yiyoruz bir de bulgur pilavı var. Hepsi buz gibi… 2-3 günde bir tatlı veriyorlar; meyve derseniz o da çürük” dedi.
“SÜREKLİ PATATES YEMEĞİ”
Sürekli patates yemeği çıktığını söyleyen emekçi, “Bizlerde sürekli çalışan insanlar olarak yoruluyoruz. İyi bir yemek istiyorduk çünkü kuvvetten düşüyorduk” diye konuştu.
İfadelerini, “Saha içerisinde de yemek sırası bekliyorduk” şeklinde sürdüren işçi şunları kaydetti:
“İnsanlar yemeğe gitmek için en az bir saat molaları var. Bir saat içerisinde yemeğini yiyeceksin, işinin başına geleceksin. Zaten biz, bir saatten fazla sırada bekliyoruz. Geldiğimiz zamanda azar işitiyoruz. İnsanlar nasıl rahat yemek yiyebilirler, hareket edebilirler ya da gidip gelebilirler bu konularda bir çalışmaları yok. Pratikte bir şey yapmıyorlar, sadece sözde…”
“İŞİNİ AKSATMADAN NASIL ÇALIŞABİLİYORSAN ÇALIŞ”
İş güvenliğinin şu an “işini aksatmadan nasıl çalışabiliyorsan çalış” anlayışıyla devam ettiğini söyleyen emekçi, “Burada kaç tane insan öldü. Herhangi bir şekilde basına bilgi verilmediğini” belirtti.
İşçi, “Mesela, rüzgârlı ve yağmurlu havalarda işçinin çalışmaması lazım. Ama burada ciddi bir fırtına kopuyor. Artık suntalar, kalaslar havada uçuşuyor, ama işçi yine sürekli sahada devam ediyor. Geçenlerde 2 tane sunta 2 işçi arkadaşımızı yaraladı. Ama ona rağmen devam edin diyorlar. Yağmur yağıyor, insanların barınak gibi bir yeri yok. 10 metrekare bir alan yapmışlar, 300-400 kişi o çatının altına girmeye çalışıyor. Yağmur kesildiği zaman devam edin diyorlar, yağdığı zaman oraya geçin diyorlar ama kimse sığmıyor. Islak ıslak işe devam ediliyor” ifadelerini kullandı.
Ayrıca sözlerine, 500 veya bin kişinin kaldığı kamplarda bir ambulans ya da sağlık ekibinin olmadığını da ekledi.
“SADECE KONUŞMAYLA ÖNLEM ALMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Diğer emekçi ise, “30’lu yaşlarında bir arkadaşımızın elektrik çarpması sonucu vefatını duyduk. Bunu görmedik, oraya gittiğimiz zaman arkadaşımızı götürmüşlerdi. 28 bin insanın çalıştığı bir alan burası, düşmeler meydana geliyor. Bu olay yaşandıktan sonraki gün sadece iş güvenlik uzmanları; ‘bakın ölümlü kaza oldu dikkat edeceksiniz. Bastığınız yere dikkat edin’ dedi. Sadece konuşmayla önlem almaya çalışıyorlar. Onun dışında herhangi bir önlem alınmış değil” dedi.
SERVİS SORUNU: YAĞMURUN ALTINDA SIRA
Servislerde büyük sorun yaşandığına dikkat çeken işçi, “Kapılarda zaten otomatik turnikeden kart basarak geçiyoruz. 28 bin insanın geçtiği 7-8 tane kapı var ve yağmur yağdığı zaman mecburen yağmurun altında bir- bir buçuk saat beklemek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı.
AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI
“Normalde bir işçinin 8 saatlik çalışma süresi var” ifadesini kullanan işçi, “Ama burada diyelim ki sabah saat 6’da kalkıyorsun, akşam koğuşa gelişin saat 18.30’u buluyor. Yani 12 saat, 12 buçuk saat boyunca millet ayakta kalıyor” dedi.
Başka bir işçi ise, ilk önce ayın 5’inde dedikleri maaşı geçtiğimiz gün alabildiklerini söyledi. Emekçi, “Nereden baksanız 23-24 gün, 45 gün 50 gün maaş içeride kalıyor” diye konuştu.
“İŞÇİLER KENETLENİRSE BU SORUNU ÇÖZERİZ”
Santralde çalışan işçi, “Şu anda içeride herhangi bir şekilde işçi örgütlenmesi duyulduğu an direkt işçilerin çıkışı verilir. Herhangi bir şekilde protesto etme, konuşma hakkın yok. Geçen arkadaşlar, Sipahili kamplarında 8-9 kişinin bir koğuşta kaldığını söyleyerek buna itiraz ettiler. Şu anda Sipahili kampındaki 160 kişinin birden çıkışı verildi. Kartları iptal edildi. İşçilerin dayanışmasını ve birlikte hareket etmesini istiyoruz. Patronların Ensesindeyiz’de işçileri bir araya toplamaya çalışıyoruz. İşçiler kenetlenirse bu sorunu çözeriz, işçiler kenetlenmezse de bu sorun hiçbir zaman için çözülmez” ifadelerini kullandı.
İŞÇİLERE BASKI
İşten çıkışı verilen işçilerden biri, “Patronların Ensesindeyiz Ağı’yla bir araya geldik, onlar da olmasaydı hiç kimse bizi dinlemiyordu. PE’deki o konuşmayı ben yaptım. Bize izin verilmedi; yani yapmayın dediler. Yaparsan işe çıkış sebebiyetinden bahsettiler. Biz hakkımızı savunuyoruz, ekstra bir şey yapmıyoruz. Dün de ara ara işte röportaj yapmışsınız, konuşmalarınız ta tepelere çıkmış, niye böyle bir şey yaptınız diye söylendiler” dedi.
Fotoğraf: Konuştuğumuz işçinin kendi çekimidir.
Editörün notu: İşçilerin hak ihlaline yol açmamak için isimleri saklı tutulmuştur.