Ortalık zaten toz duman, depresyon almış başını gitmiş. Sanattan medet umuyorsunuz, kasvete tahammülüm yok. Adı NEŞE; tanıtımında palyaçolar …
Ortalık zaten toz duman, depresyon almış başını gitmiş. Sanattan medet umuyorsunuz, kasvete tahammülüm yok. Adı NEŞE; tanıtımında palyaçolar, sirk oyuncuları, danslar, şarkılar, umutlar; “Yaşamı seyircileri sarıp sarmalayan bir sevinçle kutsuyor” diye tanıtınca İKSV, Tiyatro Festivali’nin İtalyan sanatçılar (Pippo Delbano) tarafından sergilenen oyununa, millet çoluğunu çocuğunu alıp gitmiş!
Bari yaş sınırlaması koysaydınız. Sahneye çıka çıka hayatı kaymış bir adam çıktı, 1.5 saat niye neşelenemediğini, niye hüzün dolu olduğunu, etrafını saran insanları anlattı! Hayatına giren ucubeler, korkunç tipler, zavallılar, yüreğimizi dağladı. Dekor desen yere saçılan yapraklar, tek tek yerleştirilen kâğıt kayıklar ve o kayıklardan denize dökülen mültecilerin çamaşırları! Akdeniz’in balıklara yem olan insanlarından arta kalanlar, gerçekten çok NEŞE’li. Hüzün, hüzün! Hortlak bile vardı. Oyun bitti, herkes alkışladı. Türk milleti cömerttir! Alkışlar. Bir de ayağa kalkıp alkışlayanlar vardı, yok artık. Çıkışta tanıdıklarım arasında ciddi bir kamuoyu yoklaması yaptım, itiraflar döküldü, görüşlerini ciddiye alacağım pek çok kişi de hiç beğenmemiş, tatmin olmamıştı! Ben beğenmediğim oyunu alkışlamam. Alkışlamadım. Sanatta demokrasi şart, kimi beğenir, kimi beğenmeyebilir, değil mi?