Törenin sanat yönetmeni Zhang Yimou “hiçbir kar tanesinin birbirine benzemediğini” söyleyen Batı düşüncesiyle bu dizeyi kaynaştırıp kurguladığı …
Törenin sanat yönetmeni Zhang Yimou “hiçbir kar tanesinin birbirine benzemediğini” söyleyen Batı düşüncesiyle bu dizeyi kaynaştırıp kurguladığı tören boyunca, yediden yetmiş yediye herkesi, bir(er) kar tanesinin peşinden koşuşturup durdu, şen çocuklar gibi. Hem zihinsel hem gönülsel algıya dokunan estetik değeri yüksek görsel bir koşu oldu bu. Birliğe beraberliğe çağıran. 2022 Olimpiyat ruhunun dayandırıldığı öz düşünceye göre sporcular da kar taneleri gibi eşsiz, benzersizdi ve yarışların yapıldığı -şiirde adı geçen- Yan Dağı’na gelerek kocaman, muhteşem ve tek bir bitki örtüsü oluşturmuşlardı. Temsil ettikleri ülkeler de törenin sonunda adları birer kar tanesine yazılı olarak birleşip kocaman bir kar tanesi meydana getirdi. Her olimpiyat açılışında nasıl yakılacağı merakla beklenen olimpiyat meşalesi bu kez işte o koca kar tanesinin ortasında yanacak yarışlar boyunca. Uçlarına yerleştirilmiş zeytin dalı yapraklarıyla birlikte yükseldiği yerde salına salına. Eşsiz parçaların biri bütünlediği o benzersiz kristalin içinde, insanlık denen kar çiçeğinin. Her koşulda yeşeren, önünde sonunda iyi-güzel-doğru üçlüsüne inançla birliğe doğru açılıp genişleyen. Pekin 2022’nin “Her yükselişte, her düşüşte, her zaferde birlikteyiz. #birliktedahagüçlü” olan öz sözü de bunu işaret ederken Birleşmiş Milletler’in olimpiyat süresince uygulanacak “olimpiyat ateşkesi” kararı da hiç yoktan iyiye işaret.
GÖSTERİCİLER HALKTAN
Ülkemiz sinema seyircisinin de pek sevdiği “Parlayan Hançerler” dahil birçok önemli filme imzasını atmış, 2008 Yaz Olimpiyatları açılış törenini de yönetmiş Yimou’nun yaratıcılığının, hareket yakalama teknolojisi ve yapay zekânın kullanıldığı görsel uygulayım bilimiyle perçinlendiği törende hiçbir profesyonel dansçı, oyuncu yer almadı, tüm gösteri öğrenciler, yerel halktan gönüllülerle hayata geçirildi. Salgın şartları düşünülürse kıymeti üstünde değerbilir bir yaklaşımı fazlasıyla hak eden bir başarım.
OLMAYAN OLABİLİR!
Salgın etkisinde oldurulan bu yılki olimpiyatın ruhu için “yaşama inanç, yaşamaya cesaret” denebilir. Omuz omuza durup karşı kıyılar arasında köprü kurmaya, aradaki buzları kaya atlaya eritip birbirimize doğru yelkenler fora diye bağırmaya inanıp cesaret etmek. Beden denen hücreler ağının, organlar bütününün içindeki varlığın, sınırlarını ötelemek eylemi, onun daracık evini genişletmek ereğidir spor. Etten kemikten bağımsız eden başka bir özgürlük özlemi. Olmayanın olabileceğini bilmenin, oldurulabileceğine emin düş gücünün daha iyi insana, daha iyi dünyaya ulaşmak için umudu kar tanesi gibi parlatması için olanaktır sporun tüm dalları. İnsanın kendini aşması, yerçekimi ivmesine meydan okurken yeryüzüyle barışık sürekli gelişen bir ilişki kurması için birer fırsattır her biri. Spor sevgisiyle insan sevgisi aynı potada, aynı filede, kalede, kürekte, yelkende, kayakta, patende, çimde, rüzgârda, suda, buzda… eriyen iki nimet değil de nedir ki? Sanata evet.