TÜİK tarafından yayımlanan 2020 eğitim harcamaları istatistiklerine göre, öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2020 yılında 12 bin 311 TL …
TÜİK tarafından yayımlanan 2020 eğitim harcamaları istatistiklerine göre, öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2020 yılında 12 bin 311 TL olarak gerçekleşti. Yoksul aileleler bazen bir kalem için bile para bulamazken, bir kesimin özel okul, özel öğretmen, özel kurslar vb. toplam eğitim harcamaları öğrenci başına yıllık 100 bin TL’yi geçebiliyor.
DEVLET YERİNDE SAYIYOR
Beş yıllık eğitim harcamaları istatistiklerini değerlendiren eğitimci Alaattin Dinçer, “2016-2020 arasını kapsayan beş yıllık verilere göre, devlet harcamaları yerinde sayarken hane halkları harcamaları sürekli artış gösteriyor.
Bütün veriler ülkemizde eğitim hizmetinin kamusal hizmet olmaktan hızla uzaklaştığını gösteriyor. Yurttaşlar her geçen yıl masrafları artan daha pahalı bir hizmet ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum hiç kuşkusuz eğitimden zamanından önce kopmaları, hem erişimi ve niteliği hem de eşitliği bozan, ayrımcılığı körükleyen bir işleve neden oluyor” dedi. Dinçer’in analizi şöyle:
– “Türkiye’de eğitim harcamaları 2020 yılında yüzde 4.5 artarak 270 milyar 921 milyon TL oldu.
– Eğitim harcamasının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2020 yılında yüzde 5.4 oldu..
– Türkiye’de 2020 yılında yapılan eğitim harcamalarının yüzde 74.7’si devlet tarafından finanse edildi. Eğitim harcamaları içerisinde hane halklarının yaptığı harcamaların payı ise yüzde 20.2 oldu.
– Öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2020 yılında 12 bin 311 TL olarak gerçekleşti.
– Öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre yüzde 4.6 arttı.
Son beş yıllık dönemdeki eğitim harcamaları göstergelerine göre, 2020 yılı eğitim harcamalarında artışın en az olduğu yıl oldu. Bu azalma pandemiye bağlı okul ve üniversitelerin yüz yüze eğitime kapalı kalması nedeniyle olabilir.”
“MAKAS ÇOK AÇILDI”
Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay, TÜİK’in 2020 yılına yönelik yayımladığı eğitim harcamaları istatistiklerinin, bedelsiz verilmesi gereken bir kamu hizmeti olan eğitimin, velilerin sırtına nasıl mali yük bırakıldığının göstergesi olduğunu söyledi. Özbay, verileri şöyle değerlendirdi:
“En önemlisi 2020 yılında yapılan eğitim harcamalarının sadece yüzde 74.7’sinin devlet tarafından finanse edilmesi.
Ailelerin eğitime harcadığı pay 2015’te yüzde 18.3 iken şimdi bu oranın yüzde 20’yi geçmiş olması bile iktidarın eğitimi giderek ailelerin sırtına yüklediğinin kanıtıdır.Her şeyden önce şunu bilmeliyiz ki bu tablo buzdağının sadece ve sadece görünen kısmıdır. Enflasyondan tutun hane halkı harcamalarına kadar birçok alanda gerçeği bükerek açıklamasıyla, iktidarı memnun eden rakamlar zikretmesiyle ünlenen TÜİK istatistikleriyle dahi ortaya çıkan bu eğitim harcamaları tablosu, aslında çok daha ağırdır. Gelinen noktada yoksul öğrenci ile zengin öğrenci arasındaki makas giderek açılmış, çocuklarını okutmak aileler için artık daha ağır bir masraf kalemi haline gelmiş, sosyal devlet ilkesi adeta nostaljileştirilmiştir. Eğitim harcamalarının velilerin sırtına yükleniyor olması, birçok çocuğumuzu da ailesinin maddi imkânsızlıkları nedeniyle eğitimden uzaklaştırmaktadır.
Ülkede nasıl zorunlu eğitim varsa, zorunlu eğitim hizmeti de olmalıdır. Devleti yönetenler, anayasamıza göre eğitimin bedelsiz verilmesi gereken bir kamu hizmeti olduğunu idrak ve kabul etmelidir. Aksi halde velilerin iktidar tarafından bırakıldığı bu imkânsızlık durağını fırsatçı tarikatlar daha da sık ziyaret edecektir.
Atatürk’ün “kimsesizlerin kimsesi” olsun diye kurduğu Cumhuriyette, sırf kimsesiz diye ailesi yoksul diye ülkenin geleceği olan çocuklarımızın eğitimden uzak tutulması kabul edilemez.”