TELE1’de katıldığı televizyon programında yaptığı konuşmanın ardından 21 Ocak gecesi evinden gözaltına alınarak ‘Cumhurbaşkanına hakaret …
TELE1’de katıldığı televizyon programında yaptığı konuşmanın ardından 21 Ocak gecesi evinden gözaltına alınarak ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş günlerdir cezaevinde.
Son olarak, Türkiye’de sumeroloji çalışmaları denince akla ilk gelen ilk isim olan, 108 yaşındaki cumhuriyet çınarı Muazzez İlmiye Çığ, Kabaş için bir çağrıda bulundu.
“Sedef’in sözlerini neden bir dava/hakaret konusu yapıyorsunuz?” diye soran ve Kabaş için bir mektup kaleme alan Çığ, “108 yılda çok savaşlar gördüm, darbeler gördüm ama, ’10 yılda açık alınla çıktığımız’ mucizevi bir kalkınmanın, 10 yılda nasıl yerlerde süründürüldüğünü görmek benim için en acısı oldu” ifadelerini kullandı.
“HASTA YATAĞIMDAN BİLE SESİM ÇIKACAK…”
Muazzez İlmiye Çığ’ın mektubunun tamamı şu şekilde...
“Çok değerli yurttaşlarım,
Günlerdir, Sedef Kabaş’ın hapis edilmesini ve hala hapiste olmasını büyük bir şaşkınlık ve dehşet içinde izliyorum. Hele hakkında 11 sene hapis yatması için dava açıldığını duyunca artık, hasta yatağımdan bile olsa, sesim çıkacak.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Yargı mensupları: Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz ve neden yapıyorsunuz?
Sedef, senelerdir tanıdığım ve çok değer verdiğim bir dostumdur. Yoğun programı elverdiği her fırsatta ziyaretime gelir. Bu ziyaretlerinde hiç bir zaman siyasetçiler aleyhinde konuştuğuna şahit olmadım. Bu kişiler aleyhinde hiçbir zaman uygunsuz bir lisan kullandığını duymadım. Sedef’in sözlerini neden bir dava/hakaret konusu yapıyorsunuz?”
“MÜŞTEREK NOKTAMIZ, BASTIRILMAYA ÇALIŞILAN DEĞER YARGILARIMIZ”
“Ben 108 yaşındayım. Torunum yaşında bir kadınla müşterek neyimiz olabilir diye merak ederseniz; ikimizin de bilgili ve birikimli, son derece vatansever, bu ülkeyi bize emanet eden Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nın fedakarlarına her zaman minnet borcumuzu ifade eden ve Yüce Atatürk’ümüze nasıl layık olabiliriz diye fikir alışverişinde olan birer Türk kadınıyız. Müşterek noktamız ülkemizde bastırılmaya çalışılan değer yargılarımızdır.”
“KİMSENİN BU VATANI HEBA ETMEYE HAKKI YOK”
“Son derece dürüst ve mert olan Sedef Kabaş, eğer oyumuz ile, vergilerimiz ile koltuklarında oturan, vatanımızı yönetmeğe kalkışmış kişilerin yanlış bulduğu icraatlarını açıkca kritik ediyorsa, bu her Türk vatandaşının da boynunun borcudur. Üstünde yürüdüğümüz, havasını soluduğumuz bu topraklar kolay kazanılmadı. Kimsenin bu vatanı heba etmeğe, bu vatana yanlış yapmaya hakkı yoktur.
Sedef’e yapılanlar ne yazık ki son zamanlarda ülkemizde kadınlara uygulanan korkunç şiddetlerin yeni bir göstergesidir. Türkiye bu yüzden yalnız Batı dünyasında değil, Vietnam da bile ayıplanıyor. Bir zamanların düşmanları bile savaşların akabinde ülkemize gelip saygılarını sunarken, şimdi dünyaya rezil edilmiş olmamızı nasıl içinize sindiriyorsunuz? Yargı bunu yaparsa sokaktaki adam neler yapmaz!”
“108 YILDA ÇOK SAVAŞLAR, DARBELER GÖRDÜM AMA…”
“Efendiler, Sedef Kabaş kendi ekmeğini kazanan, son derece akıllı ve yetenekli bir kadın değil, ayni zamanda sağlık sorunları nedeniyle ona muhtaç annesine ve genç oğluna bakan bir Türk kadınıdır. Sizler Türkiye’nin yalnız böyle bir cevherini değil, ona muhtaç ailesini de cezalandırıyorsunuz? Nasıl oluyor da bu biricik ülkemizin aile bağlarına olan değerlerini bu derece umursamaz hükümler verebiliyorsunuz? Sedef neden hapis? Yurt dışına kaçacak mı zannediyorsunuz? Sedef’in yurt dışında yaşamak için her türlü imkanı varken, Türkiye için ülkesinde yaşamayı seçmiş olmasınını mı sindire miyorsunuz?
108 yılda çok savaşlar gördüm, darbeler gördüm ama, ’10 yılda açık alınla çıktığımız’ mucizevi bir kalkınmanın 10 yılda nasıl yerlerde süründürüldüğünü görmek benim için en acısı oldu.
Umarım yanlışınızdan derhal dönebilirsiniz.
Muazzez İlmiye Çığ.”
AYM’DEN RET GELMİŞTİ
Son olarak, gazeteci Sedef Kabaş”ın avukatları, tahliye isteminin yerel mahkemece reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmış, başvurunun öncelikle görüşülmesini isteyerek, tedbir talebinde bulunmuştu.
Başvuruda, Sedef Kabaş’ın “tedbir yoluyla derhal tahliye edilmesi ve başvurunun öncelikli olarak pilot dava usulüne göre incelenmesi” talep edilmişti. Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, “tedbiren tahliye talebi”ni reddetmişti.